E-Dergi

Kitabı satın alırken, okumak için kapağını açarken bu kadar seveceğim aklımın ucundan dahi geçmemişti. Kitapta beni ilk çarpan kendine has kurgusu oldu. Ayrıca detaylı betimlemelerin olmamasına rağmen, her bir karakterin ve mekanın ruhlarının kitaba nüfus etmesi ve kendini hissettirişi benim açıdan kitabın en belirgin özelliğiydi. Kitapta, paranın esiri olmuş dört çalışanın, asansörde kapalı kalmaları ve kendilerine verilen bir dizi ipucundan yaralanarak asansörden canlı bir şekilde çıkmanın yolları arayan dört çalışanın nasıl bir yırtıcı hayvana dönüştüklerini anlatıyor. Daha doğrusu zaten yırtıcı bir hayvan olduklarını bu oyun sayesinde öğrenmiş oluyorlar. Yüzlerindeki maskeler tek tek düşmeye başlıyor Para uğruna gerçek benliklerine ihanet etmeye, ahlâki değerleri hiçe sayarak acımasız olup en yakın iş arkadaşlarının bile kuyusunu kazarak birbirlerini nasıl harcadıklarını anlatıyor.

Yazar iğneleyici bir üslupla ailenin hikayesini acı sosa bulayarak içler acısı bir şekilde anlatıyor. Tanrı rolüne bürünenler zalim oyunlardan sıkılana kadar bu aileyi oyunlarına ve hırslarına kurban ediyor. Fazla konusuna değinmek istemiyorum ama bir kitaba bir isim anca bu kadar yakışabilirdi. Bir de o yıllarda siyahilere göre zenginler bir nevi tanrı. Onlar kusursuz, onlar kültürlü, onlar mükemmel.

Böyle şeytani insanlar olduğu sürece 1902 yılında yazılmış bu kitabın güncelliğini yitireceğini düşünmüyorum. Dünya döndükçe okunacak. Siz de okuyun. Kesinlikle okuyun. Şiddetle tavsiyemdir.

Hani bazı kitaplar olur ya anlatmaya kelimeler yetersiz kalır. Her cümlesi sizi etkiler, yüreğiniz cız eder, sizi sarar sarmalar ve en önemlisi kalbinizin tam ortasından vurur. Ormanın Derinliklerinde tam da böyle bir kitaptı. Şiddetle tavsiyemdir.

Elimize bir kitabı aldığımızda okumaktan uzaklaşıp, gözlerimiz kitabın satırlarını takip ettiği halde, aklımızın başka yerlerde gezdiği çok olmuştur değil mi? Bana hep öyle olmuştur. Okuduğum satırlara geri dönmek zorunda kaldığım zamanlar. Ama bu kitap öyle değildi. Ufak bir ses beni yerimden sıçratana kadar, kitaba kendimi inanılmaz derecede kaptırdığımın farkında bile değildim. Gizem gerilim kategorisinde en iyi kitap ödülüne aday üstelik 280.320 değerlendirme ile 4,37 puana sahip. Bu kadar yüksek puanlı bir kitap okudum mu hatırlamıyorum ama aldığı puanı hak eden kitaplardan. Ruh sağlığı yerinde olmayan bir bireyin, diğer bireylere ne çok tehlike teşkil ettiğini anlatıyor kitap. Baştan sona sinir bozucu olmasına rağmen, bir solukta okunan fakat soluksuz bırakacak kadar da etkili bir kitap. Psikolojik gerilim sevenlere şiddetle tavsiyemdir.

Yer yer heyecanlı bölümler olsa da, geneline baktığımızda durgun ilerleyen bir polisiye. Akıcı anlatıma sahip kitaplardan hoşlanan okurlara göre değil yani. Bir kurguyu başarılı kılan en önemli unsur bana göre akıcılık. Sonra gizem, merak, neden sonuç ilişkisi. Bunlardan biri sekteye uğradığında akıcılık azalıyor, dolayısıyla biz okurların da okuma hevesi köreliyor.