Toplam yorum: 3.072.201
Bu ayki yorum: 8.100

E-Dergi

karaademm Tarafından Yapılan Yorumlar

27.06.2023

Sait Faik listesi ve sonrasında Haldun Taner Öykü Ödülü.

Açıkçası uzun yıllar ‘yazın emekçisi’ olanların ürettiklerini okumak hoşuma gidiyor. Çok fazla yanıltmıyor onlar bizi.

Tabi onların yanında uzun yıllar okur olarak devam edip yazmak konusunda seyirci kalanlar var. Nurhan Suerdem onlardan galiba. Seyretmek orucunu 2013 yılında bozanlar safında.

Kanımca etkisi ilk sayfalardaki hikayeler sonrası düşüşe geçen bir kitap Maruzatım Var.

Yakın zamanda bir eseri daha yayımlandı sanırım. Edebiyatımızda uzun soluklu olur mu bilmiyorum; ama zaman kaybı da olmayacağını düşünüyorum.
25.06.2023

Sel Yayıncılık’ın sahte bandrol süreçlerinden sonra Doğan Kitap’ta ilk eseri Zeynep Kaçar’ın.

Kabuk’ta da kadınlar vardı çokça. Burada da olacaklar. Olsunlar. Olmalılar.

2022 - Attila İlhan Roman Ödülü

2023 - Notre-dame De Sion Edebiyat Ödülü.

Bir kadın ve çevresinde birçok kadın. Onun, uzun uykusu ardından gelen uyanışı.

Kendisiyle birlikte değişen adam. Adamlar.

Kaçar’ın yazdıklarıyla “ … öldüğünde ardından hikayesi anlatılmayacak, adı anılmayacak ve sesi duyulmayacak …” bir kadın belki de Feray.

Ve bir ülke. Sınırları içinde nefes almayı, sınırlarında nefes bulmayı arzulayan kadınların olduğu bir ülke.

Ve masamda ‘Yalnız’.

— Adem’e — notu düşüp imzalanmış. Tarihi düşülmüş: 22.Ekim.22

Okuyunuz efenim. Seveceksiniz.
18.06.2023

2009. İlk kitap. 29 yaşında bir kadın.

Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülüne değer görülüyor mesela.

O yıllarda dikkatini çekip okuyup yorumlayanlar var. Biri ‘gelecek vadettiğini’ söylemiş. Diğeri ‘başka türlerde de başarılı eserler verebileceğine’ inancını dile getirmiş.

Aradan geçen 11 yıl sonunda Aslı Akarsakarya bu halkaya bir roman ve bir öykü daha eklemiş.

Herhangi bir söyleşisini dinlemedim. Sanıyorum yazmak onun için ikincil planda. O daha çok mühendis, daha çok fotoğrafçı sanki.

Özgün bir dilden bahsedilmiş arka kapakta. Tartışılır.

Ama hikayeler vasat olanından kanımca. Masal ve gerçeklik geçişleri dengeli, kimi zaman eğlenceli kimi zaman fazla ciddi. Olması gerektiği gibi belki de.

Sevdim ben. Buyurun
18.06.2023

“ … günümüz okuru tarafından daha fazla keşfedilmeyi bekleyen yazar.” ifadesini okuyorsunuz arka kapakta.

Kimi yazarlar için kullanılır bu ifadeler. Buna sevinip hüzünlenmek konusunda kararsız kalanlardanım ben.

Sanırım bazı isimlerin saklıda kalması hoşuma gidiyor. Herkesçe okunmaması, herkesle buluşmaması.

Yine arka kapakta birçok ismin Selçuk Baran’a övgüsünden bahsedilmiş. Bakın bu hüzün sebebidir bende. Çünkü ismi yazılanların kalemleri bir Selçuk Baran değil zannımca.

Gelelim Yelkovan Yokuşu’na. Onun beşinci öykü kitabı. Ben onun ilk dönem hikayelerini daha çok seviyorum.

Bir nokta var fakat. Kaleme aldıklarındaki o hakim tema değişmiyor. Yalnızlık, umutsuzluk ve yorgun düşmüş haller.

Esere ismini veren hikayeyle karşılanacak ve onun etkisini kaybetmeden devam edeceksiniz bence okumaya. Buyurun.
11.06.2023

Edebiyat dünyasının kendileri gibi güçlü karakterlerini yaratan maceracı ruhlu yazarlar var. Jack London ilk akla gelen sanırım. Peki ya Joseph Conrad?

Uzun zaman önce okumaya çalışıp da son sayfasını hoşnut bir şekilde kapatamadığım kitaplardandı Karanlığın Yüreği.

Çoktur böyle kitabınız. Klasik ya da modern klasik olarak sunulan eserleri son sayfasına kadar sevip sindirebilmek umuduyla okumaya devam edersiniz.

İkinci buluşmamız fazlasıyla verimli geçti. Evet, sevdim ben bu kitabı.

Açıkça belirtilmese de ‘kara yüzlüleri’ anlatan bu kitabında Kongo’yu işaret ediyor Conrad. Kendi edebiyat anlayışının ‘açık-seçikliğe’ karşı oluşunu da bildiğimizde eserdeki bu tercihi daha anlaşılır olabiliyor.

Bence eserde asıl önemli olanın Sömürgeciliğin sadece ‘sömürülen’ açısından değil de ‘sömüren’ açısından da yıkıcı etkileri olduğunu gösteriyor olması.

Bir de güzel filmi varmış: Kıyamet. (1979)
Okuyup izlemeli.