E-Dergi

Taha bey'in hem dili hem de üslubu ile genel hatları yazmış olduğu eser. Eserin tek kötü özelliği kısa olması. Bazı kısımların daha detaylı şekilde tahlil edilmesi gerekiyor.

Hem yazıları hem de kitapları ile Taha bey, Türk kamuoyunu Ortadoğu ve İslam coğrafyası hakkında aydınlatmayı devam ediyor. Ortadoğu'nun ahvali hakkında bilgi edinmek isteyenler için girizgah mahiyetinde, okunacak bir eser.

Kitapta Stalin'in, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında, Roosevelt, Churchill ve hatta Hitler’i nasıl kendi çıkarları doğrultusunda kullandığına dair detaylı bir analiz sunulmuş. Kitabı okudukça, Stalin’in Savaş hususunda Hitler'den pek de aşağı kalmadığına dair bir izlenim ediniyorsunuz. Stalin'in, kurban pazarlığı yapanlara taş çıkartırcasına, diğer ülkeler üzerinde, ülkemiz dahil, pazarlık yaptığını anlatan bir eser bu

Savaş'a kadar dünyadan izole edilmiş bir ülkenin, Hitler’e karşı mücadele adı altında nasıl desteklenip büyütüldüğü gözler önüne seriyor. Kitap, Stalin’in özellikle Roosevelt’i nasıl manipüle ettiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Stalin, Rus askerlerinin kanı ve Amerikan yardımları sayesinde, ekonomik olarak zor durumdaki izole ülkesini, iki büyük güçten biri haline getiriyor. Süper güç olma kapasitesini kaybeden İngiltere’nin düşüşü ise, Tahran ve Yalta Konferanslarındaki Churchill'in durumu üzerinden ustalıkla anlatılmış.

Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözünün kamuoyu tarafından nasıl da yanlış anlaşıldığını, Atatürk zamanında Türkiye’nin Ortadoğu’da pasifist değil, etken ve aktif bir dış politika yürüttüğü anlatan güzel bir kitap.

Türkiye’nin gerektiğinde komşu ülkelerinin iç işlerine nasıl da müdahale ettiğini, güvenliği söz konusu olduğunda eski toprakları, yeni komşu ülkelerine nasıl askeri operasyonlar yaptığını, hangi dış aktörü kullandığını okudukça şahit oluyorsunuz. Bütün uluslararası ilişkiler öğrencilerinin ve diplomatlarımızın okumasını düşündüğüm bir kitap.

Güzel bir kitap. Genel hatları ile bir iş insanının, ülkemiz hakkındaki analiz ve tahlillerine şahit oluyoruz. Bence Adnan Bey burada güzel bir özeleştiri getirmiş. Türkiye'nin saplanmış olduğu bataklığı güzelce tahlil etmiş. Kendi deneyimleri ışığında ülkemizdeki gelişmişliğin nasıl olabileceğini göstermiş.İş camiası, STKlar,Hukuk düzeni, demokrasi anlayışımız gibi başlıklarla Türkiye'nin vaziyetini inceliyor.

Kitapta dikkatimi çeken, Adnan Bey'in kitapta çok sayıda düşünür ve yazarlardan alıntı yapması: John Rawls, Fukuyama, Daron Acemoğlu vs.... Ülkemizdeki iş insanının profili düşünüldüğünde kendisinin sadece iş alanında değil, entellektüel alanda da geliştirmesi takdire şayan bir durum.

Milliyetçi camianın tanınmış simalarından olan Mümtazer Türköne burada sadece Türk milliyetçiliğine değil,Türk soluna da eleştirel bir açıdan yaklaşıyor.Bu kitabı okuduğunuzda Türkiye'nin bazı sorunlarını sığ anlayışlar yüzünden çözemediğini daha iyi anlayacaksınız.Farklı bir bakış açısı kazanmak açısından bu kitabın okunmasını herkese tavsiye ederim..