E-Dergi

Yazıldığı dönem düşünülürse döneminin eğilimlerine duyarsız kalmayan bir kitap. Eski İstanbul hakkında şaşırtıcı şeyler öğreneceksiniz.

Kitap bir çok felsefi yaklaşımın bir karması niteliğinde. Yol gösteren adam - Dramer -'in öğretisi diye tanıtılan ve öğreten adamın oldukça kendini beğenmiş bir hava içerisinde anlattığı düşüncelerin çoğu zaten daha önce başkaları tarafından düşünülmüş, yazılmış fikirler. Öteyandan örneğin çıkar savaşlarının olmasının yada ne bileyim insanların açlıktan ölmesinin vb. nedenlerinin bile bireyin kendisine, yada onun düşlerine bağlaması, bunlara neden olan kapitalistlerin avukatlığına soyunmak dışında bir anlamı olabileceğine inanasım gelmiyor nedense.

Büyük yazar Victor Hugo'nun o dönem için insanların düşünmek bile istemediği bir konuyu çok çarpıcı bir şekilde anlatmayı başardığı, oldukça iyi bir kitap. Kitabın başındaki küçük tiyatro denemeside o dönem için İDAM konusunun ne kadar düşüncelerden uzak olduğunu gözler önüne seriyor. İnsan öl-dürül-mek üzereyken, neler düşünür, yada neleri düşünemezi kavratan aynı zaman da da maalesef günümüze kadar gelmiş idam saçmalığının insani boyutlarını da anlatması bakımından önemli. İdam cezasının gerekli olduğunu düşünen herkes bu kitaptan sonra eminim düşüncelerini bir kez daha gözden geçirecek. İyi okumalar

Herkeze selamlar. Genç bir aşığın intiharı ile sonuçlanan ilginç aşk öyküsü Goethe'nin sanatsal kişiliğini de yansıtması bakımından bence oldukça iyi bir kitap. Kitap günümüzde sıradanlaşmış bir çok duygunun yüceliğini yeniden hissettirmekle birlikte Goethe'nin felsefi bakış açısını çok iyi verebilmiş. Yaşama, ölüme ve aşka dair, daha önce hiç düşünmediğim, bir çok düşünce ile karşılaştım. Okuyun mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız.

Öncelikle belirteyim ki bu günlüğün puşkin'e ait olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Puşkin her ne kadar dönümin sosyetesi içinde yaşamış olursa olsun böylesi sapkınlık derecesine vara ilişkiler içinde olduğuna inanmak oldukça güç. Bilindiği gibi puşkin Rus Edebiyatının en önemli ismi. Kısa yaşantısına rağmen ortaya koyduğu eserlerle de bunu kanıtlamış bir isim. Kitapta bahsedildiği şekilde bir hayatı olan bir sanatçının eserlerinde ister istemez yaşam tarzının görülebileceğini düşünüyorum. Puşkin'in hiç bir eserinde Kitapta anlatılan tarzda cinsel fantaziler - sapkınlıklar - türünden izler göremezsiniz. Bu ve puşkin'in karısına yapılan hakaret için düello'da ölümüde bence bu kitabın Puşkin'e ait olmadığının en büyük kanıtıdır. Puşkin tarzı bir kitap okumak isteyenler kesinlikle almasınlar.