Toplam yorum: 3.075.624
Bu ayki yorum: 2.500

E-Dergi

Berk Ulubeli

Merhaba! 1995 yılında İzmir'de dünyaya gözlerini açan ve bundan kısa bir süre sonra Homeros ile tanışan ve hala bu tanışıklığın izlerini taşıyan, meraklı bir okurum(!). Aslen "Sosyal Bilgiler" öğretmeni olmama ve "Genel Türk Tarihi" alanında Yüksek Lisans yapıyor olmama karşın okumalarım (az önce bahsettiğim gibi) Homeros ile başlayıp kesinlikle orada son bulmadı! Bugün mesleğim (hem de tükenmek bilmez merakımdan olacak) okumalarım tarih, sosyoloji, felsefe, biyoloji, kimya, fizik, ekonomi ve elbette klasik edebiyat gibi daha burada sayamadığım birçok alana yayılmış durumda. İlk bakışta (daha çok Kant'ın deyimiyle) bu bir disiplinsizlik olarak algılanabilecekse de kendi içerisinde son derece tutarlı ve anlamlı olduğunu hemen belirtmem gerek.

Berk Ulubeli Tarafından Yapılan Yorumlar

02.06.2021

Her Türk okurunun "Evliya Çelebi" okuması gerektiğini düşünüyorum. Bizim klasik olarak adlandırabileceğimiz çalışmalardan bir tanesi de bu çalışmasıdır. Dil, doğası gereği ağır ancak 17. yüzyıl Osmanlı dünyasında bazı belli başlı olaylara nasıl bakıldığına dair (en azından entelektüel kesimin) fikir edinmiş olacaksınız. Baskısı tükenmeden alın derim böyle eserler bir kez bitti mi kolay kolay yeniden basılmıyor.
02.06.2021

"Osmanlılarda Kütüphaneler ve Kütüphanecilik" ile beraber yahut sırayla okunabilecek, yine harika bir Erünsal hoca imzası taşıyan çalışma... Konuya dair ilginiz varsa kesinlikle tavsiye ederim ancak akademik bir çalışma olduğundan roman gibi okunması bir tık güç, bunu göze alarak almalı ve istifade etmelisiniz.
02.06.2021

Konu hakkında bir benzeri daha olmayan muhteşem bir çalışma. Kitaplara ve kütüphanelere karşı ilginiz varsa kaçırmadan edinmenizi tavsiye ederim. Erünsal hoca gerçekten çok büyük bir isim, sadece metodolojisi için dahi alınabilir. Karton kapak yazıyor olmasına karşın "ciltli" bir şekilde geldi, bilginiz olsun.
02.06.2021

Uzun zamandır baskısı ve muadili olmayan harika bir çalışma. Döneme ilgi duyan herkese şiddetle tavsiye ederim.
Kitap hakkında naçizane fikirlerime geçmeden önce; eserin “1957 Nobel Ödülü”ne layık görüldüğünü hatırlatmak isterim. Bence bu çok önemli bir kıstas değil ancak bazı arkadaşlar Türkçeye kazandırılmış olan “Nobel Ödülü” sahibi kitapları okuma gayreti içerisinde olabilir. Yazar, yani Albert Camus, hakkında ise çok fazla bir şey söylemeye gerek duymuyorum, kendisi hemen herkes tarafından tanınan, mühim bir yazardır.

Esere geçecek olursam; ilk sayfalarda sıkıldığımı, hatta “bu eser nasıl olmuşta Nobel ödüllerine layık görülmüş” gibi bazı sorular sorduğumu itiraf etmeliyim. Çünkü eser gerçekten de son derece sıradan bir şekilde başlamış ve öyle devam ediyor gibi görünüyordu. Ancak kitabın yarısını biraz geçtikten sonra eserin muhtevasının değiştiği söyleyebilirim. Kitap, bir insanın (bilhassa kendi hayatına) ne kadar yabancılaştığını, korkunç bir kayıtsızlığı(1) ve -bence- hukuk sistemine karşı ciddi bir eleştiri ile özgürlüğün ihtişamını(2) içerisinde barındırıyor.

(1) “Az sonra patron beni çağırdı… Paris’te bir iş olduğunu ve ilgilenip ilgilenmediğimi öğrenmek istemiş. ‘Yaşınız genç, bu yaşam tarzı hoşunuza gider gibi geldi bana’ Buna karşılık ‘evet’ diye karşılık verdim ama aslında benim için fark etmediğini de söyledim. Hayatınızda bir değişiklik yapmak hoşunuza gitmez mi, diye sordu. Ben de insanın hayatını hiç değiştirmediğini, her hayatın az çok aynı olduğunu... söyledim… Hep kaçamak cevap verdiğimi, hiç hırslı olmadığımı, bunun da iş hayatında felaket olduğunu söyledi.”

(2) “Sonrasında tek hatırladığım, avukatım konuşmaya devam ederken bir dondurmacının sokaktan, bütün adliye odalarını, mahkeme salonlarını aşarak bana kadar gelen borazanının sesi. Artık bana ait olmayan, ama hazların en küçüğünden en süreklisine hepsini içine alan bir hayatın anıları üzerime sökün etti…”

Eserin sonunda ortaya çıkan belirsizlik ve kitabın sanki “henüz bitmemesi gerekiyormuş” gibi hissettirmesine hazırlıklı olmalısınız. Şahsen okuduğuma –kesinlikle- pişman değilim ancak bu kitabı, popüler olan, diğer kitaplar ile karıştırmamak lazım. Sürükleyici ve soluk soluğa okunacak bir macera sunmadığını belirtmeliyim. Çeviri son derece anlaşılır ve akıcıydı. Can Yayınları’na ve kitapyurdu’na böyle bir kitabı bize ulaştırdıkları için teşekkür etmeliyim.

Herkese bol kitaplı ve sağlıklı günler dilerim. :)