Toplam yorum: 3.072.102
Bu ayki yorum: 8.001

E-Dergi

özlenREE Tarafından Yapılan Yorumlar

17.12.2020

Edebiyatımızın Osmanlı yönünü ve Cumhuriyet sonrası devrini yaşamış yazarlarının hem şahsım tarafından hem de genel itibariyle yeterince ilgi görmediğini düşünmek içimi fazlasıyla acıttı.Kitabın dilinin ağır olduğunu düşünmüyorum.Cümle içinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimeler Türkçe kelimelerin içinde ustaca harmanlanmış.Kitaptaki ince espiriler,tahliller,teşbihler yazarın ne kadar donanımlı olduğunu gösteriyor.Hayri İrdal'ın geri kalmışlığı ile Osmanlının son zamanları,Halit Ayarcı'nın modernliği ile Cumhuriyet sonrası dönem resmedilmiş.Hayatta karamsar olduğunuz dönemlerde karşınıza Halit Ayarcı gibi birisi çıksın diyebilirim.Zaman dediğimiz şey sağlıkla beraber insanoğlunun en çok aldandığı kavram olması nedeniyle günümüzde de girişimci bir Halit Ayarcı vasıtasıyla ''Boş Zamanları Doldurma Enstitüsü''kurulmasını isterdim açıkçası.Çünkü insanlar hem ömrün kısalığından bahsedip hem de o kadar boş şeylerle uğraşıyorlar ki.
''Saatin kendisi mekan,yürüyüşü zaman,ayarı insandır...''
10.12.2020

Tesadüf ki Oğuz Atay'ın Tutunamayanlarından sonra okumak beni epeyce yordu.Yazarın Oğuz Atay'dan etkilendiğini daha bariz bir şekilde hissedebiliyorsunuz.Tek farklı yanı yazarın Oğuz Atay'a göre müstehcenlik konusunda sınırları fazlasıyla zorladığını söyleyebilirim.Bu sebeple dizilerdeki yaş sınırlaması gibi bu kitabın kapağına da ... yaş üstü için uygundur ibaresi koymak mantıklı olurdu:) Ayrıca bir ara 100 Temel Eser kategorisinde olup da sonradan çıkartılıp yerine Osmancık'ın konulması isabetli bir karar olmuş.Sanırım çağdaş edebiyat yazarları benim boyumu aşıyor.Ben çağdaş olmayanlar tarafından naif naif yoluma devam etme taraftarıyım:)
01.12.2020

Şimdiye kadar böyle enteresan bir kitap okumadım.Yarım bıraktığım ilk kitap olmasın diye tam 300 sayfa sabrettim.O kadar git-gel yaşadım ki,ancak kitaba ikinci yarısında tutunabildim.İlk yarısında ne konu bütünlüğü var ne de olay örgüsü.Sanki yazar aklındaki herşeyi bu kitapta yazmak adına o kadar çaba göstermiş ki.Bir taraftan 1970 TRT Roman Ödülü'nü almış ve çok satanlar listesinde bulunan,diğer tarafta yarım bırakılan kitaplar listesinde yine başı çeken bir kitap.Tam bir bıçak sırtı.Değişik bir yazar.76 sayfa hiçbir yazım kuralı ve noktalama işareti kullanmadan yazacak kadar aykırı.Ayrıca mizah yeteneği ile sanki ben bu zamana ait değilim dercesine başkaldıran birisi.
20.11.2020

Normalde polisiye bir roman okumak isteseniz gizemli bir kitap olmasını ve o gizemi çözmek için devamlı sayfaları yutmak istersiniz.Yazar tam tersine kitabın başında maktulün ve katillerin ismini önünüze seriyor.Bunları bilmenize rağmen karakter yoğunluğu dışında sıkılmadan okuyabilirsiniz.Kitapta bir namus cinayeti anlatılıyor.Katiller maktulü öldüreceklerini kasabadaki herkese söylerken,sanki birisi bize engel olsun tavrı içindeler ancak halkın vurdumduymazlığı göz göre göre cinayete davetiye çıkarıyor.Ayrıca cinayete kurban giden kişi gerçek suçlu mu, askıda kalmış sanki
18.11.2020

Çanakkale'de kolunu kaybeden Ahmet Celal, memleketi İstanbul'un işgal altında olması sebebiyle,emrindeki askerin davetiyle Sivrihisar'ın bir köyüne yerleşir.Ancak köy halkı ile aralarındaki fark uçurum gibidir.Kendisi aydın bir kişilik olmasına rağmen köylü cahil, yoksul ve perişan bir haldedir.Bu sebeple bilinclendirilmeye ihtiyaçları vardır.Ahmet Celal tüm uğraşlarına rağmen insanların değişmeyeceğini düşünüp kabuğuna çekilir.Milli mücadele yıllarının anlatıldığı bu kitapta,ilk başlangıçta yazarın köylü insanı için yaptığı tahliller okuyucuya ne oluyoruz dedirtecek cinsten.Sonrasında ise öz eleştiri yaparak ne ektik ki ne biçelim diyerek iğneyi kendine batırıyor.