E-Dergi

Coelho’dan okuduğum 4. kitaptı. Diğer kitaplarına yanında çok vasat olduğunu düşündüğüm bir kurguya sahip. İçinde yine bolca yazarın her kitabında yaptığı gibi ilahi bir sebebe bağlama teması var. Kitapta yamaç paraşütü yapılan kısım anlatılırken ayaklarım sanki yerden kesildi. Betimlemeler ve anlatım o kısımda aşırı gerçekçiydi. Müstehcen kısımların bol olduğu bir kitaptı. Ne yazık ki sevemedim... Baş karakterin psikolojisini çok net yansıtan bir kitaptı.

Gülseren Budayıcıoğlu ile tanışma kitabımdı. Edebi bir kaygı güdülmeden, sade ve anlaşılır bir dil kullanılarak yazılmış. Kesinlikle kendisinden bir kitap daha okuyacağım. Çok etkilendim.

Mine Söğüt’ün zamana ve mekana yenilmeyen hep kavramından hiç kavramına evrilen bir üslubu var. Karanlık ve rahatsız edici yazması, şiirsel tasvirlerinin ve betimleme gücünün yanında romanı çekici kılmaya yetiyor. İç içe geçmiş hayat hikâyelerinin yanında romanın alt metnini oluşturan ana düşünce “tatmin edilmemiş iktidar” ve bunun insanlar üzerindeki etkisi olabilir. Edebiyat ve felsefe kitapta bolca mevcut. Kurgu ve dinamik yapıda sorun var. Ama bu kesinlikle Mine Söğüt’ün kendi üslubu. (Bunu bilerek ve isteyerek yaptığına eminim.) Tıpkı Cahit Zarifoğlu gibi bazen cümlelerini özellikle anlaşılmamak üzere kurduğunu düşünüyorum. Yüklemsiz cümleler, karanlık ve gotik tarzda bir anlatım ile kitabı okurken sanki güneşin hiç doğmadığını hissedebilirsiniz. Hatta kitap bazen klostrofobik bir hâl alıyor.

Üç hikayeden oluşan bir kitap. Kitaba ismini veren hikayeden çok etkilendim. Diğer iki hikayede gerçekten çok güzel ve sürükleyiciydi. Kısa bir yolculukta okudum ve beğendim Zweig yazar da okunmaz mı hiç :)

Çok acıklı, çok dokunaklı bir kitap. İş Bankası bastıysa tekrar alınır :)