Toplam yorum: 3.075.924
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

Oğuzhan ÖZDEMİR Tarafından Yapılan Yorumlar

15.07.2009

Arda Denkel'in İlkçağ'da doğa felsefeleri kitabı benim antik yunan felsefesi alanında okuduğum en gözde eserlerden, kritiklerden birisidir. düşünceler ve gerekçeler eseri de, felsefe tarihindeki konulardan parça parça bashetmektedir, bana göre çok ama çok ciddi bir derleme olmasa da-ki kendisi zaten bunu belirtiyor- bir felsefecinin rafında bulunması faydalı olacaktır kanaatindeyim, içinde hatalı bilgiler çıkma ihtimali olsa dahi. her felsefeci hatta hacettepe'de bile hocaların okuttuğu macit gökberk denilen profesörün felsefe tarihine para verenler- onlara allah akıl fikir versin- bu esere vermiyorlar ise yazıktır, hem arda denkel'e hem kendilerine. macit gökberk gibi atıp tutmuyor hiç değilse, batıyı da şakşaklamıyor.
30.06.2009

Romanın dili, programlı bir şekilde linç edilen türk dilinin-öztürkçeleştirme saçmalığıyla- bizim gençliğimiz, bizden bir önceki bir 10 sene ve bizden sonrakiler için oldukça ağır olacaktır elbette. sadeleştirilmediği için de -ki sadeleştirilmesin de- bu şekilde. Çok kitap hediye eden birisi olarak bu kitabı hediye etmem, tavsiye de pek etmiyorum, kimse hele az okuyanlara böyle bir tavsiye hata olacaktır. iyi okuyan ve talep edenler için okunması gereken bir eser. dünya görüşü farklılaşması, kültür değişimi hususlarında, geleneğin iyi ve kötü yönleri-batıl- hakkında nitelik bir eser, felsefi-sosyolojik yönleri olan bir roman.
30.06.2009

ben bu romanı okumasaydın aklıma Yakup Kadri'nin anlattığı gibi rezalet bir köy gelmezdi... okunabilir. ben pek ısınamadım.
30.06.2009

insanların ne kadar adi, bayağı, pislik olduklarını... zengin sınıfın sömürüsünü ve garibanın başına gelenleri- her zaman yaşandığı gibi- çarpıcı şekilde anlatıyor. Kürk Mantolu Madonna'ya yazdığım yorum üzerine daha fazla sözü uzatmayacağım, tüm eserleri okunabilir.
30.06.2009

Çok fazla roman ve öykü okuyan birisi değilim, genelde fikri kitaplar okumaktan zaman ayıramıyorum. Yerli ve yabancı klasikleri de okumadım. Okuduğum Türk romancıları içinde hatta yabancıları da katabiliriz, en iyisi şimdiye kadar Sabahattin Ali. Albert Camus'nün Yabancı romanını okuduğumda beklentimin aksine normal geldi. İnsanın hayata, toplumsal'ın oluşturduğu kurmaca yapılara yabancılığı, bence Sabahattin Ali'nin bu romanında daha da iyi ve bize yakınca anlatılıyor. Bana kalsa Sabahattin Ali'nin sırf bu romanına Nobel verilmeli... Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nda duyduğum ağır etkiler Ali'nin romanlarında tarif edilemeyecek şekildedir, edebiyatçı olmadığım ve edebiyattan anlamama rağmen, Sabahattin Ali insanın ruhunu sımsıkı sarmalayarak, gönlünde sönükleşen közleri korlayarak sizi insanlığınıza doğru iğne ile arkadan iter gibi sürüklüyor. Bu toprakların tüm gençliği Sabahattin Ali'yi, devlet tarafından haince katledilişini ve sebeplerini bilmeli, romanlarını okumalıdır. Allah rahmet eylesin. Son söylemek istediğim ise, yazarın dilinin 1942'de (yanlış olabilir) romanı yazmasına rağmen oldukça akıcı, sade ve net olduğudur. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü 1961-62 de yazılmasına rağmen oldukça ağır kalacaktır benim yaşıtlarım için bile(86 doğlumluyum). Zaten kitap okumayan gençlik, en ilerigerizekâlıca işlerden birisi ile öztürkçeleştirme denilen saçma sapan dil soykırımının saldırısına uğramış romanlardan birisi olan bu romanı okumak istemeyeceklerdir, doğaldır, anlayamayacaklar, Osmanlıca bir lügat şart. Sabahattin Ali sade ve seçici üslubu ile bu açıdan oldukça büyük bir hazinedir. Tavsiye ediyorum, tüm eserlerini.