Toplam yorum: 3.075.624
Bu ayki yorum: 2.500
E-Dergi
tadesss Tarafından Yapılan Yorumlar
çok okumuşlar sadece bilgi ve düşünce depolarıdır. yürüyen kütüphaneler gibi. ancak, insan düşünmeden çok okudukça artık başkalarının düşüncelerini düşünerek yaşar oluyor. kendinden uzaklaşmak denen bu halde yazdıklarınız, konuştuklarınız, düşünce ve davranışlarınız sizi andırmazken seyyahlar gibi çok yer gezmiş ancak nasıl yaşandığını bilmeyen insanlara dönüşmüş oluyorsunuz. Kant gibi öğretim üyelerinin çoğu bu çıkmaz içinde sürünüp dururlar. her otuz yılda bir yeryüzüne cahil bir nesil gelir, öğretim üyelerinin tezgahından geçerler, aynı fikir, aynı bilgi ve aynı davranış öğretisiyle donanıp yerini bir cahil nesle daha bırakırlarken yerlerini, geride kendi gibi düşünmeden bildiği her şeyi tekrarlamış mutsuz yaşlı öğretim elemanları kalıyor. kitap bu düşüncelerle yazılmış benze eşsiz eleştirilerle dolu.
okumanın önemi üzerine ne söylerseniz söyleyin bu kitabı okuduktan sonra kimseyi dinlemez olacaksınız. insan hayatının kısalığı, anlamı ve yarına kalma üzerine değerlendirmelerin ardından her kitabı okumanın imkansızlığını ömürle karşılaştıran yazar, her güncel ve popüleri okumak yerine her alandan dünya düşünce okyanusunda kaybolmuş kişilerin eserlerinden okumanın daha gerekli ve kestirme yol olduğunu düşünüyor. yazarlar içinde ilginç söylemleri olan yazar, uzun cümlelerle, ifadelerini anlaşılmaz kılan ve düşündürme çabası içinde gözüken yazarların aslında ne düşündüklerinden emin olmadıkları için bunu yaptıklarını ve piyasa peşinde olduklarını söylüyor. bir fikir eserinin asıl amacının okuyucuya o fikri en kestirme yoldan vermek olduğunu söylerken, hızlı yoldan okuyucunun anlamasına engel olmanın bir hile olduğunu ve bu yazarların fikir dağıtan değil meşhur olup para kazanan yazarlar olduğunu söylüyor. topal bir insana baston neyse okur için de kitap oysa, okuduğunu anlayabilmek için kitabın anlaşılır olması şart der.
topluluk içinde olanların, topluluklara hitap edenlerin ve kitleler tarafından gününde popüler olanların eleştirildiği kitapta, çabuk meşhur olanların fikir ve eserlerinin asırlara kalamayacağını, zamana yeter olduklarını ve sonraki zamanlar için değer taşımayabileceğini, gününde kabul görmeyen ve kitleyi rahatsız edenlerin ön yargılarla karşılaştıklarını ve hakettiği değeri görmediklerini belirten yazar, kendinin de o gün değil yıllar sonra yalnız düşünen ve kendi düşüncelerine sahip kişilerce okunacağını söylüyor. yazara hak vermemek mümkün mü?
hayatın anlamsızlığını gözler önüne koyarken ilginç ve akıl dolu metaforlara imza atan yazar, hayat anlamsız derken yaşamın farkında olduğunu metaforları ile açıklamış zaten. ızdırabın insan için olduğunu söylerken sık sık boş zaman ve can sıkıntısının insan ayağına dolanan çalılar olduğunu da ifade eden yazar, kitabıyla yaşamdan koparmak yerine aslında yaşama iradesini akıllıca yönetmemiz için ipuçları veriyor.
ilginç akıl oyunları ve çapraz savunmaların olduğu düşündürücü bir kitap. milattan önce akıl uyaranların ve düşünce kaynaklarının kıt olduğu bir asır ve coğrafyada sokrates gibi bir düşünce adamının anlaşılmazlığı ve bu anlaşılmazlığının idamı ile sonuçlanması zaten kaçınılmazken yaptığı bu savunmanın onun ölümsüzlüğüne yol açacağını kendi de ummamıştır. ölümü kendi kucaklaması ve yaşarken olduğu gibi ölümde de asilliğini koruması, günümüz insanının erdem kısırlığını haykırır gibi. Ayakta ölmenin anlamını sorsalar sokrat derim.