E-Dergi

martı yayınlarının world romance classics kapsamında yayınladığı kitaplara bayılıyorum, bu kitap da onlardan biriydi. yazarın bu kadar değişik bir konuyu nasıl bulup da yazıya döktüğüne anlam veremedim. yer yer mistik öğeler taşıyan kitabın ilk 100 sayfasında fantastik kitap mı okuyorum acaba diye düşündüm. geri kalanında ise yazar, beynimde çizdiği her fantastik öğeyi bir bir gerçeğe dönüştürdü. kitabı benim için harikulade zekice yazılmış ve kurgulanmış bir roman haline soktu zamanla. araya koyduğu mistik kişiler ve olaylar gerçekten kitaba çok çok iyi yedirilmişti. klasikler arasında yer almayı kesinlikle haketmiş bir roman.

ilk başta her ne kadar sıkılsam kitap çantamda oraya buraya sürünse de sonradan elimden düşmez oldu. hayata farklı bir açıdan bakarken mütemadiyen aynı ananeleri iz sürerek yaşayan bir topluluğun içinde boğulmak bu olsa gerek. sadece farklı olduğun farklı düşündüğün için dışlanmak ve bunun yüzüne açıkça söylenmemesi sadece bir eylem şeklinde kahkahalar eşliğinde aslında sürgünün olan ama kimse tarafından ağza bu şekilde alınmayan yeni yerine uğurlanmak, aşkını bırakıp bunu yapmak. kontes olenskanın yaşadığı hayat amiyane tabirle tam bir 'elalem ne der' hayatı, aşkı ise imkansız. yazıldığı döneme bakılırsa işlenen konu çok farklı bu nedenle zamanın sosyetesinin de öğrenilmesi açısından okunması gerektiğine inanıyorum.

Kuşak çatışması olgusunu daha o dönemde sezmiş Turgenyev. Nesil değiştikçe ve eğitim düzeyi yükseldikçe ortaya çıkan ebeveyn-çocuk düşünce ayrılıklarını ilk işleyen kitap olabilir. Bu nedenle de gözümde özeldir.

Yüzyıllık Yalnızlığı okurken de bunu okurken de hiç sıkılmadım. Ancak okuduktan sonra üzüldüm. Gerçekliği bir takım fantastik durumlarla bu derece iyi harmanlayan ve okuyucuya bile normalmiş havası yaratabilen bu adamın değeri (her ne kadar Nobel Ödülü almış olsa da) bizim memlekette tam olarak anlaşılamıyor. Biz mi acı gerçeklere çok fazla alışığız bilemiyorum :( Bence kendine özgü şu 'sonunun başta verilmiş olma' numarası ile yine dört dörtlük bir kitaptı.

Halkının yozlaşmış geleneklerinden kaçarak nefes almaya koşmuş bir kadın... Tam bir cesaret öyküsü, sadece kadınlar değil herkes okumalı.