E-Dergi

kitabı okuyunca filmine kızdım. her ne kadar oscarlık oyunculuk olsa da kitabı okurken hissettiklerimi filmde hissedemedim. yazar pat'in gözünden o kadar güzel anlatıyordu ki hikayeyi kitap hiç bitmesin istemiştim. açıkçası alırken çok bir şey beklemiyordum, ön yargılı olmamak lazım gerektiğini anlamış oldum.

sarah benim uyarı listemde durur. her ne kadar kendisine hep aynı tarzda yazıyor diye kızsam da her yazdığını okumaktan da geri kalmam. bu da yine geri kalmayayım diye okuduğum bir kitabıydı. bir böğürtlen kışı kadar başarılı olamamış olsa da yine de her zamanki güzel anlatımıyla sıkmadan beni başka dünyalara alıp götürmüş oldu.

ben bu kitabı okurken de filmini seyrederken de kanser oldum, ömrümden ömür gitti. sayfalar geçmek bilmedi bir türlü. hep şimdi ne olacak şimdi ne olacak dedim. aslında olaylar insanın canını ne kadar sıksa da bir o kadar mantıklıydı. hani cathy bir bölümde heatcliff'i ne kadar benimsediğinden bahisle 'ben heatcliffim' diyordu ya anlıyorum onu. kitabı okurken ben de heatcliff'tim.

tam anlamıyla bir kitap değil adından da belli olduğu üzere bir günlük. benim bi günlükte gördüğüm yaşanan onca acıdan, onca karmaşadan sonra küçücük bir kızın 2 senede neredeyse 30 yaşına gelmiş bir insanın olgunluğuna erişmesi. sayfalar devam ettikçe o büyüme evresini günbegün takip edeceksiniz. gerek bu nedenle gerekse tarihi açıdan önemi nedeniyle mutlaka okunmalı.

yazarın kendi yaşamından da izler taşıdığını bildiğiniz için daha bir merakla okuyorsunuz kitabı. okurken ne sıkıldım ne de yazarın düşüncelerini yadırgadım. karakterin psikolojik sorunları benim de sorunum oldu onunla yaşadım kitabı. edebi değeri olan, tekdüze roman ve hikayelerden sıkılanlar ve edebi değeri olan bir kitap okumak isteyenler için ideal ve değişik bir eser.