E-Dergi

Müellife neden Bilge Kral dendiği bu eserle su yüzüne çıkar. Kültür, medeniyet ve sanat kavramlarını derinlemesine incelendiği bu eser, Materyalizm ve Hristiyanlık arasında yoğrulan fakat açmaza saplanan veya çözümsüz ilerleyen fikirlerin İslam’daki yol açıklığına ve aynı zamanda tutarlılığına dikkat çeker.

Yazarın Türklerin hâkimiyeti hakkındaki çarpık ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil. Çevirmen de, dipnotunda tepkisini dile getirmiş... Ama bu kısımlar kitap genelinde, bir kaç satırı geçmez. Bu kısımların haricinde faydalı bilgileri kapsıyor. "İnsanlığın Medeniyet Tarihi"nde kapsamlı işlediği Batı zulmüne, bu kitapta da yer veriyor. "Bilimler ve Bilgelik" kısmı ise ayrıca okunmaya değer. 800 yılında Bağdat'ta kağıt fabrikası kurulması ile başlayan süreçte kütüphanelerin şehirlerdeki yerine dikkat çeker.

Teknik- teknoloji, medeniyet ve yabancılaşma konuları son iki yüzyılı hâvi olarak güncelliğini koruyor. Üç başlık olsa da, muhteviyat, dallandıkça dallanıyor ama yine de anlatılmak istenen kapsamın alanında kalınıyor. Zengin bir içerik, başka bir bakış açısı...

Hayal Değil, Hayat başlığını attığı bölümde "Sanki İslâm yaşanmak için indirilmiş bir din değil de, zihinsel bir düşüntü!" siteminde bulunan müellifin bu kitabı, bir çok satırı dolu ve fikir verici bir eser olma özelliğini taşıyor.

“Köle Ticareti ve Afrikalı Soykırımı, İnkalar Medeniyetinin Yokedilişi, Aztek Medeniyetinin Yok Edilişi, Maya Medeniyetinin İzlerinin Yok Edilişi” kısımlarını okumak çok zordu. Ama bugün insan hakları, demokrasi, hak ve özgürlükler gibi meselelerde dünyaya ahkâm kesen Batı dünyasının egemen güçlerinin tarihlerinin ne derece kan ve zulümle dolu olduğunu görmemde yardımcı olan bir kitap oldu.