Toplam yorum: 3.077.166
Bu ayki yorum: 4.044

E-Dergi

Murat GÖKÇEK

Okumak, varoluşsal yolculukta hayatıma anlam katan yegane aktivite olmuştur. Belki de hayatı daha yaşanılır kılmak, tıpkı bir enstrüman çalmak gibi. Bendeki dönüşümün temel kaynağı oldu kitaplar. Eminim ki toplumların dönüşümünde de büyük bir etkendir okumak. Bu dönüşüm Gregor Samsa gibi bir gecede ve hiç bir neden olmadan değil sebep sonuç ilişkisi düzeyinde kitapların eseridir.

muratgkc07 Tarafından Yapılan Yorumlar

12.09.2021

Hem Freud hem de Lacan, sadece psikanalitik klinik ve akademi çevrelerinde değil, popüler basında da yanlış yorumlanmıştır. Bu bağlamda onların kadınlığa ilişkin kuramları siyasetçi ve heteroseksist diye nitelenmiş, bu yüzden klinik açıdan kadın davasına zarar verdikleri gerekçesiyle çeşitli feminizm akımları tarafından kenara itilmişlerdir. Bu noktada kitap göstegebilim çerçevesinde ve psikanalitik noktadan kadını ele almış, Freud ve Lacan'ın kadın ve erkeklik söylemlerinin benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koymuştur. Özellikle Lacan'ın "kadın yoktur" söylemindeki anlam kaymalarınin açıklamarinı yaparak, Lacan'in kadınlık ve erkeklik söylemlerinin gerçekte hangi anlamda olduğunu açıklamaya çalışmış ve yanlış anlamaları gözler önüne sermiştir. Bu noktada kadın ve erkek (Fallus) kavramları gösteren ve gösterilen üzerinden Freud ve Lacan karşılaştırılmıştır. Kitabin sonunda verilen önemli kavramlar yine Freud ve Lacan'ın anlamlandirmalari üzerinden sunulmuştur.
30.08.2021

Amerikalı yazar Hanry David Thoreu'nun, 1848 de Concorde Lisesi'nde ilk müsveddelerini okuduğu manifestosu. Eser, bir makale değil aslında bir nutuk. Thoreau'nun bu eseri siyasi tarih açışından önemli. Yaşadığı dönemde siyasal iktidarın kölelikle, insan hakları ihlalleriyle, savaşla ilgili tum icraatlarına karşı sade bir birey olarak mücadele etmenin yollarını arayan Thoreau, ödeyeceği her kuruş verginin masum insanların canına kastedecek bir kurşuna yatırılacağı gerekçesini ilan ederek vergi vermeyip, vergi kaçakçılığı suçlamasına maruz kalırken, içimizdeki düşmana karşı şiddet icermeyen pratik bir yolun önünü açmıştır. Yine bu kitapta sivil itaatsiliğin ve pasif direnişin peygamberi Mohanda K. Gandhi'nin yazılarını ve bir kısım yazar, hukukçu ve filozofun sivil itaatsizlik üzerine görüş ve analizlerini de iceriyor.
26.08.2021

Evet, gördüğümüz her şeyin aslında göründûğü gibi olmadığını, görünenin arkasında başka bir gerçekliğin olduğunu okuyucuyla hasbihal eder Sinan Canan. Yazdıkları kendine bir hatırlatmadır aslında. Ümmiye mektup yazmış ve "inancının kutsal kitabını oturup da kendi kafanla okumaya yetmez yüreğin" demistir biz okuyucuya. "Ey Sen" diyerek, zalimleri boğacak fırtınanın kanatlarını dogru yerde ve zamanda çırpmayan sen den kaynaklandığını balyozlamıştır zihinlere. Gençlik ne işe yarar derken, doğru yerde haddini aşmak hürriyetinde aramıştır gençliği. Saçaklı düşünmeyi öğütlemiştir. Biz okuyucuyu fabrika ayarlarımıza döndurmüş, dijital bir dünyada insan olmanın zorluğundan bahsetmiş, cinsel işlevler, beyin ve eşcinsellik konularinda da bilimsel gerçekler koymustur ezberleri bozarcasına. Ayrıntıdan bütüne ulaşmış, dünya denen ara yüzden, morfik alanlardan, boyutlar arasına geçmiştir. Şunu söyleyebilirim ki, okurken ufkunuzun açılacağını deneyimleyeceksiniz.
Bir derleme, ya da daha doğru bir tabirle salgın üzerine muhasebeler. Felsefe, antropoloji, tarih, biyoloji gibi alanlarda önemli bilim adamlarının, düşünürlerin, yazarların 2020 yılında yazmış olduğu yazılarının bir toplamı.

Böylesine ölümcül bir tehdit, yazılarla anlaşılabilir mi bilmiyorum ama "Salgının ilk günlerinde hastalığın kendisinden daha hızlı yayılan korona virüs komplo teorileri" (s.105) diyen Josh Gabert-Doyon'un ifadesi, yazılardaki argümanların geçerliliğini benim nezdimde sağlamlaştırmıştır.

Covid-19 Epidemik bir icad mıydı bilemiyorum ama Giorgio Agamben kitabın 15. sayfasında, "mevcut durumdan kazanılabilecek yegâne olumlu şey şu: İnsanlar daha önceki yaşama tarzlarının doğru olup olmadığını kendilerine sormaya başlayabilirler." diyerek, varolan yaşamımızın muhasebesini sorgulatmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kaos yaratan bu salgında, panikle marketlere saldıran toplumu Slavoj Zizek " panik içinde tepki vermek aslında tehdidi çok da ciddiye almadığımızı gösterir." ( s.20) diyerek, "Sadece haddinden fazla tuvalet kâğıdı satın almanın ne kadar saçma olduğunu ve sanki ölümcül bir salgında tek derdimizin yeterli sayıda tuvalet kağıdı almak olan" paronayak bir toplumsal paniği de ironik bir şekilde eleştirmiştir.

Panagiotis Sotiris, Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirleri biyopolitika olarak değerlendirip, zorla aşılamadan, kamusal yasaklara kadar derin bir analiz yapmıştır. Adam Tooze, "herşeyin başı ekonomi" mitinin parçalandığını belirtmiş; Mike Davis, Wuhandan dersler çıkarmış; David Harvey ise Covid 19 günlerinde Anti-Kapitalist siyaseti işlemiştir. Bruno Latour ise bu salgın için kostümlü prova mı diyerek "Sağlık krizinin, bizleri iklim değişimine hazırladığı" ( s.57) tezini sunmuştur.

Burada sayamadığım daha birçok yazar ve yazıları, pandemi ve salgın sürecini anlama yönünde okuyucuya önemli bir ışık tutmuştur. Son olarak şunu söyleyebilirim ki; Rob Wallace'ın dediği gibi "Kazanmamız gereken bir gezegen var. "(s.121)

Kitap bilgilendirici ve keyifle okunacak bir eser.
25.07.2021

Kürk Mantolu Madonna'da; "ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım" diyen Raif Efendi'den "Herkesin bir tek dünyası vardır o da kendisi" diyen Ömer ve topluma uyamamış kendi dünyasında yaşayan Kuyucaklı Yusuf. Kimdi bunlar? Sabahattin Ali'nin kendisimiydi, topluma yabancı bu roman kahramanları. Romanın kahramanları Macide ve Ömer de kendi dunyalarinda yaşıyorlardı yine. Ne kadar iyi insanlarda olsalar cahilliklerin, gençliğin, çaresizliğin kurbanlarıy dı onlar ve hatta değişimin yaşandığı bu toplumun sancılarıydı. Kötülükleri, içindeki şeytana yüklese de ömer, toplumsal değişimin degerlerde yansımasıydı aslinda. Kitabı okurken Ömer'in ve Macide'nin düşünceleri içinde gezinirken bulup kendinizi, hüzünle biten bir aşkın dehlizlerinde kızgınlık, kırginlık, öfke ve göz yaşları yaşayacaksınız. Siyaset ve eleştiri de bulabilir dikkatli gözler belkide; Ömerin arkadaşı Nihat'ın bir Nihal Atsiz oluğunu anlayarak.