Toplam yorum: 3.072.501
Bu ayki yorum: 8.400

E-Dergi

tan0006 Tarafından Yapılan Yorumlar

18.08.2008

Yirmi yılı aşkın bir süredir Afganistan'la ilgili geniş çaplı haberler yapan tek gazeteci ve bir Afganistan âşığı olan Ahmed Raşid'in bu kitabı, Taliban'ın küçücük bir grup olarak doğuşundan bütün dünyanın kaderinin düğümlendiği bir korku odağı haline gelmesine kadar uzanan serüvenini ayrıntılarıyla gözler önüne seriyor...
18.08.2008

Yalnızlık herhalde, bir insanın saklamayı düşündüğü en son şey olmalıdır" diyor ve devam ediyor: "Fakat yine de konuşulsun istemezsiniz. Size öyle öğretilmiştir, ayıptır çünkü yalnızlık. Yekten "deli" diyen de olur, "Bakma sen, bugünlerde en düzeyli ilişki, yalnızlık aslında" derken gözlerinize "Seni aklına çaktığımın manyağı seni, kimbilir ne arızan var ki, kimselerle geçinememişsin, ısırsa bana da bulaştırır mı acaba" gibisinden bakan da.Oysa sanıldığından çoktur yalnız nüfusu; kişi başına bir yalnız düşer.
18.08.2008

Daha önce İngiltere Yılları adlı kitabıyla tanınan Avusturyalı yazar Norbert Gstrein, Öldürme Sanatı'nda savaşa ilişkin yanıtları oldukça güç ve acılı sorular soruyor...Yazar 1999'da Saraybosna’da keskin nişancılar tarafından öldürülen Stern muhabiri Gabriel Grüner’e ithaf ettiği kitabında bir Alman muhabirin artık haritalardan silinen Yugoslavya’daki varoluş nedenini sorguluyor. Savaşta gözlemci olmanın nesnel olmakla aynı anlamı taşımadığını, tarafsız kalmanın, hatta tarafsız olmanın bile mümkün olmadığını gözler önüne seriyor.
17.11.2007

12 Eylül üzerine, özellikle de son zamanlarda çok sayıda eser yayınlandı. Hüseyin Şengün'ün 'Eylül Sürgünleri' de, bu üretimlere yeni örneklerden birini oluşturuyor. Roman, bu dönemde olup bitenleri, öğretmen Ali Kemal'in dünyasından anlatıyor. Öğretmenlik yaptığı bir okulda darbeyle yüz yüze gelen Ali Kemal'in dünyası, hiç tahmin edemeyeceği şekilde altüst olacaktır. Darbeyle beraber, Türkiye'de yaşanan kırılmalar ve acılar, Ali Kemal'in de birebir deneyimleyeceği sıkıntılar olacaktır. Yazar Şengün, 1979 yılında yurt dışına çıktı. 1988 yılında da vatandaşlıktan çıkarılan Şengün, uzun yıllardır Almanya'da yaşıyor. Roman, Şengün'ün hayatından izler taşımasıyla dikkat çekiyor.
04.10.2007

Demokrasi ve Eğitim, Chomsky'nin demokrasi ve eğitim hakkındaki yazılarının toplandığı bir seçki. Bu seçkide Chomsky, Plato'nun problemi ve Orwell'in problemi olarak adlandırdığı iki problem üzerinden demokrasi, eğitim ile ilgili meseleleri tartışmaktadır.
Platon'un problemi şudur: "Bu kadar az delil olduğu halde nasıl bu kadar çok biliyoruz?" Bu problem aslında en açık olarak insanın dil yetisi ve diğer bilişsel yetilerine ilişkin gözlemler sonucu ortaya konmuş bir problemdir. İnsanın maruz kaldığı dışsal uyarıcılar ve deneyimler, hiçbir şekilde bilişsel gelişimini ve düşünsel zenginliğini açıklamamaktadır. Orwell'in problemi ise şudur: "Bu kadar çok delil olduğu halde nasıl bu kadar az biliyoruz?." Diğer bir deyişle her şey gözümüzün önünde olup biterken nasıl bir takım şeyleri gözardı etmek, bilmemek ve unutmak konusunda bu kadar ısrarcıyız? Özellikle de bu şeyler toplumsal eşitsizlikler ve adaletsizlikler ile ilgili ise. Bu gerçekler nasıl oluyor da halk kitlelerinin bilincinden uzak tutuluyor ve toplumun entelektüel kesimleri tarafından sorgulanmıyor? İşte bu iki soru aslında Chomsky'nin hayatını adadığı bir araştırma programının birbiriyle yakından ilişkili iki ana eksenidir.
İnsanın bilişsel doğasına ilişkin çok eski bir felsefi problem olan Plato'nun problemi, Chomsky'nin kurucusu olduğu dilbilim kuramının üzerine inşa edildiği temel problemdir. Bu kuram, insanlardaki dil organının insan türünün evrimsel gelişimi içinde ortaya çıkmış genetik bir yapı olduğu varsayımına dayanmaktadır. Dil organı çocuğun ilk deneyimlerinde maruz kaldığı anadili ile etkileşime girer ve sonuçta süreç içerisinde çocuğun konuştuğu dilin dilbilgisine doğru evrilir. Dil gibi karmaşık bir bilişsel fonksiyon, böylesi bir zihinsel yapı olmadan, yalnızca koşullanma, ilişkilenmedirme ve alıştırmalarla öğrenilemez.
İnsan doğasının bu özellikleri, bir çocuğun eğitimine Chomsky'nin 'eğitimde insancıl anlayış' olarak adlandırdığı bir pedagojik anlayışla yaklaşmamızı gerektirmektedir. Bu anlayışa göre, çocuğun kendine özgü bir doğası vardır ve bu doğanın merkezinde yaratıcı itki yer alır. Eğitimin amacı, bu yaratıcı itkinin büyümesi için gerekli olan zemin ve özgürlüğün sağlanması olmalıdır.
Chomsky, bu kitapta, eğitimin günümüzdeki amaç ve işleviyle gerçekten demokratik bir toplumdaki amaç ve işlevi arasındaki muazzam farkı tartışmaya açıyor.
Demokrasi ve Eğitim, kendi mesleklerini ve içinde çalıştıkları kurumları eleştirel bir gözle değerlendirmek isteyen tüm eğitimcilerin ve bilim insanlarının mutlaka okuması gereken bir başvuru kaynağı.