Toplam yorum: 3.076.922
Bu ayki yorum: 3.800

E-Dergi

darakcisa Tarafından Yapılan Yorumlar

26.03.2011

“kitabı okurken küçük yaşam simgelerinin, nefes alabilmenin, sevdiğinize dokunabilmenin ya da patates kızartması yiyebilmenin önemi gelecek aklınıza.” diyor kitabın çevirmeni. Yazar kendi ifadesiyle kayasının üzerindeki bir bir yengeç gibi aylarca çakılı kaldığı yerden anlatıyor olan biteni. Bu durumdaki birinin her şeyden –dünyadan bile- vazgeçmesi gerekirken o yalnızca bir gözünün kapağıyla hayata tutunmaya, derdini dile getirmeye çalışıyor. Tabii ki ibret almasını bilene…
26.03.2011

Tarık buğra içinde insan sevgisi, küçük şeyler mizah ve sanatkar bakışı barındıran hikayelerini okumayan peşinen ziyandadır dense sezadır. Tarık Buğra’nın Hikayelerinin mehdini Sadık Yalsızuçanlar’dan duymuş ve okuyunca hak vermiştim doğrusu. Hikaye deyip geçmemek lazım şimdilerde trend romandan yana olsa da güzel hikayelerin alıcısı tükenmez. Hele Tarık Buğra gibi dünyaya kalender bir bakışla bakabilen bir sanatkarın hikayeleri tadından yenmez. Şu cümleye bakar mısınız: “Hatıralar daha doğrusu hatıracılık, turşuculuğun ilk çeşidi ve onun doğurucusudur sanırım.” Kendi adıma bu cümleyi okuduktan sonra gönül rahatlığıyla ve olur olmaz zamanlarda hatıralardan bahsetmekten çekinir oldum. Durup dururken “turşucu” olmanın lüzumu yok. İşte edebiyatın gücü de budur:Değiştirmek.
26.03.2011

Tenekeci şiirinin bence ortak özelliği şiiri sadece şairler mi okur sorusunun yakıcı azabından kurtaracak potansiyel taşımasıdır.
“Yıkıl ey karşımdan
Kaleleri kurduran korku
Bir mühürüm çünkü ben vurulmazsa yorulan.”
Dizeleriyle kaleye, mühre va daha başka şeylere farklı bir gözle baktırıyor. “Cüce” gülümsetip “Protez Bacak”la çocukluğumuza götürüyor.

“Size en çok bu mevsimde gülerdim
Yüzünüz kızarırdı yalan söylerken
Belki yaşasaydı anneniz
Sizi çinko leğenlerde
Bir güzel keslerdi, sonra tertemiz
Sonra upuslu çocuklar olurdunuz
Yine de gözleriniz
Kına gecelerinde
Şenlik ateşlerinde yani
Görümcelere ve baldızlara
Sonra kıskanç ablalara inat
Hiç kapanmazdı.”
Hadi, düzyazıya bir “Güzellik Uykusu” molası! Kimbilir belki de uyanmak istemezsiniz?
26.03.2011

Şimdilerde belki de tavsiye kitap listesine girdiği için bildiğimizi sandığımız ama okumadığımız kitaplardan. Lakin şöyle ötesini berisini kurcalayınca hazinelerinden habersiz yaşadığımız da ortaya çıkıyor. Vaktiyle içinden bazı hikayelerini öğrencilerime de okumuş beğenmeyene rastlamıştım. Esendal okurunu yormadan, uzun tasvirlere girmeden diyaloglarla kuruyor anlatısını. Ve sonuçta ortaya çok rahat okunan öyküler çıkıyor. Efendim kitap çıkalı yarım asır olmuş, eski çamlar bardak oldu diyenlere “İki Ana İki Kız” hikayesini okumalarını öneririm. Bakalım o günden bugüne değişen ne olmuş?
25.03.2011

Şiirler döne döne okunmayı hak ediyor. buyrun tadımlık:
"Ateşli silahların verdiği üstünlük,
Gençlik diyoruz ona"
ya da "Yetim" den
Koştum , yetiştim kendime,
geçerken dünyanın bir kenarından
bir şey gördüm de
çok güzeldi, kıyamadım bilmeye."
Yağma yok daha fazlası için paranıza kıyıp kitabı almalısınız.