E-Dergi

Bilimsel yazıların derlendiği bu eser teknik ayrıntıların yer almadığı herkesin anlayabileceği dil ile yazılmış yazılardan oluşan bir derleme niteliğindedir. Farklı disiplinlerden makalelere yer verilmesinde karışın eski tarihli makaleler disiplinler arası bakış açısının hakim olduğu doğa filozoflarının yazılarından oluşmaktadır. Biliminin kümülatif doğasının tarihsel süreç içersininde evrilişinin açıkca gözlendiği bu eserde ilginç pek çok bilimsel olguya yer verilmiştir. Yazar derlediği makaleleri belirli bir mantık silsilesi içerisinde tasnif etmiştir. Akıcılık bakımından üst düzey olmasada kazandırdığı bakış açısı dikkate alındığında ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.

Bu kaynak tarihsel İsa ile gerçek İsa'nın farklılıkları üzerine duran bir eser olarak ön plana çıkmaktadır. Kutsal Kan ve Kutsal Kase kitabının yazarının diğer bir eseri olan "İsa yazmaları" benzer şekilde Hristiyanlıkta karanlık kalmış bazı kavramlara ve tarihsel olaylara ışık tutmayı amaçlamıştır. Tüm bunların çabasıyla Da Vinci şifresi tadında bir romanı andırmaktadır. Ancak ciddi derecede tarih bilgisi ve referans mevcuttur. Bence bu anlmada da güzel bir eserdir. Da Vinci şifresi ile başlayan bu akım acaba ne tarz yeni kaynakları daha gün yüzüne çıkaracaktır. Orta Doğunun tarihsel önemi göz önünde bulundurulduğunda yeni ve çarpıcı eserlerin bulunacağı aşikardır. Her ne kadar kesinlikten uzakta olsa, bu savların ve tezlerin kime hizmet ettiği asıl önemli meseledir.

Yeşil Ordu cemiyeti, bolşevik devriminin uzantısı olarak Osmanlının son dönemlerinde faaliyetlerine başlayan, milli mücadele döneminde devam eden ve Mustafa Kemal'in eşsiz dehasıyla sonlandıran sakıncalı oluşumlardan biridir. Yeni kurulacak bir rejim için kendi propagandalarını yapan bolşevikler, ülke içindeki taşeronlarıyla bu emele ulaşamamıştır. Aslında çok fazla bilinmeyen bu konu merak edenler için ilginç olabilir. Tavsiye ederim

Bir çok yorumcu gibi eseri ilk okuduğumda çok etkilendim. Dr. Emoto için ilginç bir deneyim olsa gerek. Eser bir çok su kristeli resminden oluşmasına karşın bu resimlerin yorumlanışı bakımından da oldukça tatmin edicidir. Çok fazla psikolojik ve felsefi yaklaşımla tezini güçlendirmeye çalışan yazar hakikaten ilginç yargılara varmıştır. Eleştiri anlamında çok fazla sonuca yer vermesi söylenebilir. Henüz bir tezini yeteri kadar savunmadan diğerine geçmiştir, su kristallerinden elemenlere vs... Ancak daha önemli ve bilimsel olan eleştiri, su kristalleri ile yaptığı deneyin tekrarlanabilir olup olmamasıyla alakalıdır. Bu hakikaten ciddi bir problemdir. Tekrarlanamaz olması her ne kadar determinist bakış açısını yıksada, başka bir bakış açıdan da çok manidardır. "Aynı nehire iki kez girilmez". Bence bilimsel anlamda da ciddi boyutta incelenmesi gereken bir konu. İlgilenenlere okumasını tavsiye ederim.

Hakikaten güzel bir eser. Ortaçağda, engizisyon gibi bir çok çağdışı uygulamaların vuku bulduğu bir zamanda batı uygarlığının bilime ve teknolojiye katkısı yadsınamaz derecede az olmuştur. Özgür düşünce ortamının bulunmadığı batının tersine doğu uygarlığı ve islam medeniyeti bu çağda bilim ve teknoloji açısından altın çağını yaşamıştır. Her ne kadar günümüz tarihçileri islam medeniyetinin bu katkısını yadsısa da, eserde göreceğiniz üzere bir çok gelişme katedilmiştir. Ancak rönesans ile bu karanlık çağdan çıkan batı bayrağı tekrar eline almış; günümüzün bilim ve teknolojisi ortaya çıkmıştır. Eserde tek problem konuların tasnif edilmesindeki sıradır. Eserde anlatılmak istenenler belirli bir hiyerarşi sırasıyla yazılmamıştır. Ancak yinede okunmasını tavsiye ederim. Özellikle son bölüm okunurken ayrı bir dikkat gereklidir.