E-Dergi

Makalat eserin adından da anlaşılacağı üzere Mevlana'nın mürşidi olan Şems' e ait olan aforizmalardan oluşmaktadır. Eserde hakikaten çok güzel benzetmelerle bezenmiş beyitler ve anektodlar vardır. Ancak eserin tasnif edilişinden olsa gerek, bazı anlamaya mahal vermeyen durumlarda söz konusudur. Sıklıkla anektodların geçtiği zamana, ortama ve kişilere yer verilmemesi sebebiyle anlatılmak istenenen ya da benzetmede bulunulan olgular çok kolay anlaşılmamaktadır. Bu anektodları anlamak çok ciddi dikkat gerektirmektedir, hatta her zaman anlamak mümkün olmamaktadır. Bu anlamda eserin okunurluğu gerçekten sekteye uğramıştır. Sanki bu eseri tevil edebilecek dip notlara ihtiyaç vardır. Örnek vermek gerekirse: Şems'in babasıyla ilgili anektodu önsözde açıklanması nedeniyle, eserin içerisinde geçtiğinde anlaşılır olmuştur. Ancak diğerleri için böyle bir durum söz konusu değildir. Çevirisini başarılı buldum. Ancak eserin sonundaki sözlük kısmında ciddi hatalarda vardır. Yinede ilgilenenlere tavsiye ederim.

16. yüzyıl İngilteresinin bulunduğu bu romanda kimi zaman heyecanla okunurken kimi zamanda bu kadarıda fazla dediğiniz anlar olacaktır. İki kraliçe arasındaki çekişmeler ve entrikalar okuyucuyu farklı mekanlara götürmektedir. Aynı erkeği seven iki kadının kıyasıya mücadelesi. Roman sevenler için Boleyn kızından sonra sürükleyici romanlardan biri olarak raflarda yerini alabilir.

Cep boy olması dolayısıyla yazılar biraz küçük. Ancak taşınması bakımından da rahat.

Geçtiğimiz on yıl içersinde "Zamanın Kısa Tarihi" adlı eser popüler bilim kitapları arasında kült bir eser halini almıştır. Yine benzer bir üslubla ve her gruptan okuyucunun anlayabileceği bir dilde yazılmış olan bu eser evrenin doğasını anlamaya yönelik yapılmış ve yapılan çalışmaları özetlemektedir. Günümüz fiziğinin ufkunu oluşturan teorilere de değinen Hawking, bir anlamda Zamanın Kısa Tarihi adlı kitabını güncelleme fırsatı bulmuştur. Dikkat çekici olan, Herşeyin Teorisi olma yolunda ciddi adaylardan biri olan Sicim Kuramına bakış açısının alaycı olmasıdır. Ontolojik anlamda da ciddi sorgulamaların yer aldığı bu eser okumaya değerdir ancak komple doyurucu bir eser değildir.

Genel olarak bakılacak olursa, eser budizme ait temel prensipleri açıklamada oldukça başarılı. Her ne kadar eserin ağırlıklı konusu ölüm ve ölüme hazırlanmak olsa da, kitabın yaklaşık yarısına kadar olan kısımda budizm ve prensipleri etraflıca tartışılmış. Bu bakımdan Budizm ile ilgilenenler için önemli bir eser olduğunu düşünüyorum. Ancak eser ölüm, ölüm sonrası ve ölüme hazırlanma süreçlerine çokca yer vermesinden dolayı akıcılığı pek fazla değil, bir çok kesimde tekrar nitelikte bilgilere ve yorumlara yer verilmiş. İnsanların muhtemelen en büyük korkusu olan ölüm ile yüzleşebilmek, bu süreçte doğru zihin ve eylem bütününe sahip olabilmek adına okunması mutlaka yararlı olacaktır diye düşünüyorum.