E-Dergi

Yakup deniz kitapta İslam'ın hoşgörüsü ve kadının İslam açısından toplumsal konumunu özet halinde kaynaklardan damıtarak anlatmış. Bu kitabı okuyunca yabancı uyruklu kadınlarla evlenip eşlerine ısrarla İslam'a geçmelerini söyleyip tebliğ yapan arkadaşların bu kitabı okuyunca bir kez daha düşüneceklerini söylüyorum. Zira herşey ortada...

Atatürk'ün sınırsız halk desteği ile değil onlarca aksilik ve suikasta rağmen zor bela cumhuriyeti kurduğunu okuyunca anlayacaksınız. Mesela günümüzdeki etnik bölücü örgütün dedelerinin de kurtuluş savaşı sırasında fırsat bu fırsat diyerek 10 bin ile 30 bin arasında militan ile Tunceli'den yola çıkarak Malatya ve Sivas'ı ele geçirip Ankara'ya girip meclisi basıp Kürdistan kurma planını son anda Sivas'a kadar gelmişlerken Atatürk'ün cesaret ve öngörüsü ile Topal Osman' ı bölgeye sevk edip çetin bir savaşın ardından zor bela engellediğini okuyunca daha fazla şaşırdım.

Şaduman Teoman Durali bu kitapta dilde sadeleştirme ve harf inkılâbını eleştiriyor. Sanki bu adımlar atılmasa herşey süper olacakmış fakat tüm büyüyü bu atılımlar bozmuş gibi duygusal, hamasi ve taraflı yaklaşıyor olaylara. Annesi alman, eşi Fransız ve babası bürokrat olduğu halde, batıda akademisyenlik yaptığı halde klasik batıyı şeytanlaştıran oryantalist bir duygusal. Doğu'da olmayan bir büyüyü varmış gibi savunmalar yapan kompleksli bir aydın.

Yabancı kitabındaki baş kahraman ile bu kitabın baş kahramanı aynı isimli, ikiside mersault. İkisi de Celeste' nin lokantasına müdavim, ikiside Cezayir' de yaşayan Fransız koloni vatandaşları.
Bu kitapta da yabancılaşmış bir adam anlatılıyor.

Şartlar gereği işlenen bir cinayet ve hukuk uygulayıcısı bir hakim tarafından yanlış yorumlanan kişilik, karakter ve ön yargı sebebiyle idama çarptırılan bir adamın hikayesi. Kolay okunuyor ve kişiler akılda kalıcı.