E-Dergi

Kitabın kurgusu okuru etkiliyor zaten Yazarın senarist olması kitapta o kadar cok iyi hissediliyor ki olaylar adeta sizinle ayni anda yaşanıyormuş gibi işlenmiş olduğu hissi okuru kitabın içine çekiyor. Kitabın konusu yakın tarihimizle de ilgili olduğu kadar kimi zaman Osmanlı devletinin son zamanlarına değinirken kimi zamanda Türkiye Cumhuriyetin ilk zamanlarına da yer vermektedir bu Kitabin akıcılığını yavaşlattığı kadar olayların kopukluğuna neden olabiliyor. Bir olay tamamlanmadan başka bi zamanda ki olay örgüsüne geçiş yapmaktadır. Kitabin sonu okuyucusuna Hüzün verdiği Hocalı katliamını hatırlatmaktadır. Herkese keyifli okumalar..

en cok okunan eserleri tek bir kitap içersinde toplanmistir. Birbirlerinden bağımsız dört hikaye mevcuttur fakat hepsinin ortak noktasi kadinlarin iç dünyalarına acılan birer pencere gibi olmasıdır.

Siyer kitaplarinin iceriginde kurgu yoktur fakat gorus farkliligi,inanis farkligi nedeniyle belirli konularda fazla durulmaz. Bu kitap Hz. İbrahim’in Kabe’yi tamir edişinden Peygamberimizin (s.a.v) vefatına kadar olan sureci ele almistir. Yazarin gerek kalemi gerekse arastirmaci tutumu olsun anlattigi olaylar orgusune basarilir sekilde aktarmis buldum olayları birbirine bağlayarak kopukluk olmadan anlatabilmesi bunun kaniti. Fakat beni en çok zorlayan açıkçası kitaptaki isimler oldu. Araplarda kavimler ve aileler çok önemli olduğu için bazı kişileri ikinci kez hatırlamam biraz zor oldu bunun sonucunda tekrar tekrar okudum bolumler oldu. Kitap genel olarak bizlere öğrendiklerimizi pekiştirmemiz icin ideal bir eser olmakla beraber kimi olaylari daha detayli anlatmaktadir. Herkese keyifli okumalar dilerim.

Güzelliği ile çevresinde ki herkes tarafindan bilinen genc bir delikanli ve onun potresini çizmek isteyen bir ressam butun humerleriyle harika bir resim cizmekle kalmayip karsisinda gordugu guzellikten etkilenerek aşkla, sevgiyle buyuk bir tutku ile cizdigi resime kendinde cok sey katmistir. Kendisinin en iyi eseri oldugu ici
kimseyle paylamamistir. Aradan gecen zamanla cizmis oldugu resmi sahibine vermeye karar verir yalniz cizmis oldugu bu resim ikisininde sonu olacaktir. Etkileyici bir son sizi beklemektedir. Simdiden herkese keyifli okumalar.

Öncelikle şunu söylemek isterim ki kitap tarafsız bir bakışla yazılmamiş çünkü kitabın ilk sayfalarından Zweig'in bir freud hayranı olduğu göze çarpıyor. bu da konuya ne kadar objektif yaklaştığı sorusunu aklima düşürmedi degil. Konu olarak 19. yy avrupa ahlakının riya içerisinde olduğunu, daha doğrusu riya ile baskı altında tutulduğunu iddia ederken, freud'un böyle bir ortamda kimsenin çalışmaya cesaret edemeyeceği alanlarda sabırla ve korkusuzca uğraş gösterdiğini, insan ruhunun keşfedilmeyen dehlizlerine indiğini, vardığı sonuçları da çekinmeden ortaya koyduğunu belirtiyor. öyle ki; wilhelm röntgen, röntgen makinesini icat ederek nasıl insan bedeninin içini aydınlatmayı başardıysa, freud'un da psikanaliz'i icat ederek insan ruhunun içini aydınlatmayı başardığını ileri sürüyor. Bu çalışmalar esnasinda kendisini mesleki yönden eleştiren ve yalniz birak çevresine rağmen vermiş olduğu mücadeleye de değinilmektedir. Herkese keyifli okumalar dilerim.