E-Dergi

ABD’de yaşayan profesörün bir sebeple hapse düşmesi ve sonrası yaşananları kaleme aldığı bir eser. Sonrası demek ne kadar doğru olur bilinmez. Zira yazar öyle bir hayal gücü kullanmış ki kah bir adada mahsur kalıp sekiz koca yılı o adada ve zorlu koşullarında geçirmiş, kah Hz. İsa’nın yaşadığı dönemi görmüş ve siyasi olaylara şahitlik eden bir asker olmuş, kah bir kabile şefinin kızıyla evlenip şef gibi bir hayat sürerken macera dolu Kore ziyaretinde devlet kademesinde zirveleri zorlamış, kah bir ağaç insanı kah bir ateş insanı olmuş. Okuyucuya seslenmesi ve olayların içerisinde gezdirmesi müthiş bir yetenek. Günümüzden 100 yıl önce yaşadığı dönemden binlerce yıl öncesini kurgulamış ve başa gelebilecek bazı zorlukları son derece iyi hissettirmiş, anlamamızı sağlamış. Birden çok hikaye ile adeta aynı anda 5 farklı kitap okuyormuş hissi veren şahane bir eser olmuş.

Jack London’un yaşadığı dönemde kesin tarihlendirme dönemi keşfedilmemiş olmasına rağmen, milyonlarca yıl öncesine dair bilgiler kıt kaynaklardan elde edilmiş olmasına rağmen, teknoloji bugüne göre son derece geride iken; üç farklı türü aynı dönemde yaşatmış ve birebirde ve topluluk arasındaki çekişmeleri ve soykırımları ve insanı duygu ve geçişleri rüya gören bir çocuk üzerinden anlatması ve bunu sadece 30 yaşında kaleme almış olması… Jack London’un ne kadar çalışkan ne kadar mücadeleci ne kadar eşsiz bir ruh olduğunun kanıtıdır. Ayrıca kitap çevirmeni Sayın Levent Cinemre’ye böylesi bir çalışmayı ve daha nicelerini son derece titiz ve ihtiyatla yanında başkaca bilgiler paylaşarak pekiştirmeye ve daha da anlamlandırmamızı sağlaması sebebiyle sonsuz teşekkürler. Jack London’u eskiden okuyor beğeniyordum. Şimdi ise anlayıp takdir etme ve hayret duygularıyla izliyorum.

Önce insan olmak ve insanlığı geliştirmek adına sonra anne veya baba olmak adına sonra ekip olup ekibin kıymetli bir can’ı olmak adına gelişmek ve geliştirmeye vesile olmak adına elinden gelenin en iyisini yapıyor olduğuna inanıp nefes alabilmek adına okumaya değecek çok kıymetli bir eser.

Üç hikaye, üç bardak çay ile son bulsa bile okumuş olmanın keyfi ve zevki zihinlerde ve kalpte daha uzun süreler devam edecektir. Oldukça heyecanlı ve güzel hikayeler. Okuyun ve okutturun.

Küçük yaşlarımızda şekerci dükkanından alınan şekerleri yedikten sonra ağızda kalan şeker tadı var ya işte öyle bir kitap. Jack London’u okuyun okutturun.