E-Dergi

Bu kitap beni aldı götürdü, gezdirdi , uçsuz bucaksız bir dünyanın kapılarını açtı. Hadi buyur gir içeri dedi. Girip girmemesi size kalmış elbet ama , felsefesini anlamak için gönlünüzü açmanız şart. Kaknüs yayınevine de çok teşekkür ederim, açıklamalar muazzam, onların sayesinde bakış açım ufkum genişledi. Lütfen bu esere bir şans verin, sevmezseniz bana kızın razıyım..

Kendime çok kızıyorum hem de çok , böylesine muhteşem yazan, böylesine şahane anlatan bu kıymetli yazarı neden bu kadar geç tanıdım diye. Puslu Kıtalar Atlası'nı size şöyle anlatmak isterim , gözlerinizi kapatın burnunuzda mis gibi nergiz kokuları gözünüzü bir açıyorsunuz sihirli bir hikayenin içindesiniz , tekrar gözünüzü kapatınca bu kez burnunuzda şahane bir leylak kokusu uyandığınızda bu kez başka bir büyülü sahnenin ortasındasınız. Bu enfes kitabın yazarınının Türk olmasından ayrıca gurur duydum. Kitabın son sayfası benim icin öyle anlamlı olduki , doğup büyüdüğüm yer olan Karşıyaka'da ben daha çocukken 23 sene once yazılmış bu şaheser.Galiba bu da benim zaman yolculuğum oldu.. Çoook amam çook beğendim ve hemen kitapyurdundan 2 güzel kitabını daha sipariş ettim. Umarım bir gün Ihsan Okyay Anar ile tanışmak ,elini sıkmak ta nasip olur..

Kitabı okumadan önce olayın siyah beyaz arası çatışma ve siyahların yaşadıkları adaletsizlik , hak hukuk üzerine kurgulandığını düşünmüştüm. Ancak bahse konu mevzu toplasanız kitabın 45-50 sayfalık kısmında var ya da yok. O da son derece yüzeysel. Kitabın 8 yaşındaki bir kız çocuğunun gözünden anlatıldığını biliyordum elbette ama ,olayın gündelik yaşam örgüsünde bukadar dolanacağını tahmin edememişim. Kitapla ilgili yorumlar , belki bu tarzda yazılan ilk kitaplardan biri olması beklentimi yükseltmiş olabilir ancak ben genel anlamda kitabı pek begendiğimi söyleyemeyecegim. Kitabı sadece Scott'un anıları olarak alsaydım begenebilirdim , ama bülbülü öldürmek ifadesini beynime kazıdıysa altını da adam akıllı dordumasını beklerdim. Sonuc olarak iyi bir kitap ama vadettiği ölçüde değil..

Büyülü gerçeklik akımı ile Marquez sayesinde tanıştık ve hatta çok sevdik. Acı çikolata bu akıma daha soft bir yaklaşımda gerçeği fazlaca hissettirerek okuyucuya ulaşıyor. Aşk , emek , vicdan , vefa duygularının çok farklı işlendiğindiği lezzetli tarifler eşliğinde kitap dostlarına aktarıldığı enfes kitap. Tarzınız ne olursa olsun, arada ufak bir değişiklik yapıp farklı ne okusam kaygısına düştüğünüz an alın bu kitabı elinize, nasıl olsa siz farkında olmadan akıp gidecek..

Aşkın bu kadar içten , bukadar kızgın , bujadar öfkeli , bukadar masum ve çaresiz anlatıldığı başka bir roman daha var mıdır bilemiyorum. Arturo Bandini artık aileminizin bir üyesi oldu zaten. Bandini quartet serisinin 3. kitabı. Fante'nin en sevilen eserlerinden .. Bazı kitaplar vardır hayat boyu hatırlanır, bu da öyle kendi tarzında yazılmıs sevilmiş bir kitap. Kitapta Camilla ya yazılan şiiri okuyanlar beni anlamıştır eminim. Ayrıca çok şanslısınız ben kitabı 2. el ve yuksek bir bedel odeyerek almıstım. Hazır yeniden basılmışken lütfen kacırmayın alın okuyun ve yanlızca kitabın hakkını verecek dostlarınıza hediye edin..