E-Dergi

Körlük'ün kurgusu o kadar iyiydi ki, yazarın farklı yazım tekniği sizi rahatsız etmiyordu. Ancak aynı şeyi Görmek için söyleyemeyeceğim. Aslında konu çok güzel ama yazar romanın büyük bir çoğunluğunda sizi hükümet politikalarına boğuyor. Fakat bu politikaların uygulanma sebebi olan kente ve oradaki insanların yaşadıklarına o kadar az değiniliyor ki. Romanın en heyecanlı kısmı ise Körlük romanındaki karakterler ile kesiştiğinde karşınıza çıkıyor ve kitabın ana konusundan uzaklaşmış bir şekilde roman son buluyor. Kısacası, her ne kadar konu ve verdiği mesajlar güzel olsa da Körlük ile kıyaslanamaz. O yüzden Körlük romanının akabinde okumaya karar verdiyseniz, beklentinizi düşürmekte yarar olabilir.

Eğer sizde bundan 40-50 yıl önce yazılmış bilimkurgu romanlarına ayrı bir ilgi duyuyor iseniz, bu romanı da beğenirsiniz. Her ne kadar başlarda biraz sıkılmış olsamda, malum cinayetin işlenmesi ile birlikte romanın kurgusu da daha ilgi çekici bir hal almaya başlıyor.

Elimden düşürmeden, çok severek okuduğum bir romandı. Her ne kadar yazım tekniği farklı olsa da _bir zaman sonra alışıyorsunuz_ gerek konusu gerek kurgusu ile çok sürükleyici bir roman. Herkese tavsiye ederim.

Zülfü Livaneli, kitaplarını beğenerek okuduğum bir yazar, yine yanıltmadı. IŞİD zulmünden kaçmış Ezidi bir kız ile Mardinli müslüman bir gencin hikayesini çarpıcı bir romanla anlatmış. Herkese tavsiye ederim.

Genel olarak beğendiğim ve sonu nereye varacak diye merak içinde okuduğum bir romandı. Açıkçası kitabın arka kapağından edindiğim izlenimden bir distopya romanı okuyacağımı düşünmüştüm, ama kitabın neredeyse yarısı kadın-erkek ilişkileri üzerineydi. Ancak yine de yazarın konuyu ilginç bir boyuta taşımayı başardığını da eklemeliyim.