E-Dergi

Bana kitap okumayı sevdiren yazar Agatha Christie'dir, ve bundaki en önemli etken de Hercule Poirot'tur. Bu yüzden ben içinde Poirot'un olmadığı Agahta kitaplarına hep bir tık önyargılı başlarım. Çünkü onsuz kitaplar genelde bana daha yavan gelir. Ama ilk defa içinde Poirot'un olmadığı bir Agatha Christie kitabından neredeyse aynı tadı aldım diyebilirim.

Kuşlar Da Gitti de 79 sayfalık bir kitap, hani şöyle elinize aldınız mı bir oturuşta bitenlerden. Ancak, nasıl güzel bir 79 sayfa.. Nasıl yalın, nasıl anlaşılır ama nasıl da doyurucu, düşündürücü.
İnsanlığımızı nasıl kaybettiğimizi, azat buzat kuşları satan çocuklar üzerinden anlatan bir romancık.. Okurken Yaşar Kemal'e "Ah, bir de şimdiki İstanbul'u görsen, şimdiki İstanbulluları.. Ah görsen, günden güne insanlığa nasıl yabancılaştığımızı.." demek istedim..

Uçurtma Avcısı'nı sevdim! Gerçekten okurken birçok yerde gözlerim doldu, boğazım düğümlendi..

Son, şu zamana kadar okuduğum birçok kitaptan farklı bir konuya ve kurguya sahipti.
Hikaye bir reality-show yarışmasında başlıyor; ormanda kalan 12 yarışmacı, zorlu görevler ve 1 milyon dolar ödül..

Hitler'in hem Almanlara, hem Yahudilere çektirdikleri, savaş yüzünden dağılan aileler, çekilen açlık, yasaklar, bombalar.. Ve bu şartlar altında hem yaşamaya, hem de aşkını yaşatmaya çalışan biri Alman biri Yahudi iki genç; Christine ve Isaac.. Eğer bu dönemde geçen hikayeleri okumayı seviyorsanız, bence Erik Ağacı'nı da seversiniz.