E-Dergi

Bir dolabın içinde sıkışan ve kurtulmayı bekleyen Behram Ağa'nın tanık olduğu olaylar hem mizahi, hem vurucu bir şekilde bizlere aktarılmış. İlk defa bir Türk klasiğini okurken sıkıldım. Ya zamanı değildi, YAZAN da bu kadar ince bir kitapta aşırı betimleme olması beni zorladı. Ne olursa olsun bu seri mutlaka okunmalı tavsiyemdir.

Sıkıcı Kent'te hayat,iki beden küçük pantolon beli kadar sıkıcıydı.
Postacı Franz Nemo'ya bir paket getirir göndereni belli olmayan paketin üstünde "SAKIN AÇMA! ISIRIR" yazmaktaydı. Notu gören annesi Nemo'ya paketi hemen postaneye iade etmesini söyler. Nemo annesini dinlemez ve o gün Sıkıcı Kent'te macera dolu olaylar başlar.
Nemo, Fred ve Ada kutuda olan canlı şövalye Yeti'nin sahibini bulmaya çalışırlar. Yazın ortasında şehirde başlayan kar yağışının Yeti ile bağlantılı olduğunu çözerler. Tabii birde yedikçe büyüyen Yeti artık saklanamaz hale gelmiştir.
Bu harika #çocukkitabı nın devamını merakla bekliyorum. Üç kafadar yeni maceralara kucak açacak gibi duruyorlar.
@bilgiyayınevi nin kapak tasarımına bayıldım. İçi de çizimliydi çok sevdim tavsiyemdir.

Rizzoli&Isles serisinin dördüncü kitabı olan İkiz Bedenler yine harika bir Tess Gerritsen kitabıydı. Buldum kitaptı Rizzoli daha geri planda kalırken, Maura Isles akla gelmeyecek şekilde ön plandaydı.
Tıp ve polisiye öyle güzel harmanlanmış ve muhteşem bir kurguyla birleşmiş ki soluk soluğa okutturdu kitabı, polisiye seviyorsanız mutlaka okuyun tavsiyemdir.
Konusundan bahsedecek olursam Dr.Maura Isles bir konferans sonrası eve döner. Sokağında bir sürü polis arabası ve ambulans görünce şaşırır. Eve yaklaşırken onu gören tüm polislerin yüzü tuhaflaşır. En sonunda Rizzoli'de aynı tepkiyi verir. Evin önünde arabada olan ceseti görünce Maura şok olur, ölen kendisinin tıpatıp aynısı bir kadındır. Olaylar bundan sonra akla gelmeyecek şekilde gelişir. 45 sene önceye kadar dayanır. Cinayeti doruştururken farklı boyutlara taşınır olaylar ve nasıl sonuçlanır okuyun...

Maden işçileri mahallesinde geçen olaylar; açlık, sefalet, zor çalışma şartları, kızların ergenliğe geçmeden kadın olmaları,zengin sınıfın(kentsoylu) lüks içinde yaşarken küçük çocukların bile madende çalışmak eve bir parça ekmek getirmek uğruna verdikleri çabayı öyle cümlelerle anlatmış ki Zola okurken yaşıyorsunuz

Bu ay ki okuma kitabım "Ömer'in Çocukluğu" idi.Yazarı Muallim Naci(Yani kahramanımız Ömer) kendi çocukluğunun anılarını incecik ve samimi bir dille aktarmış. Kitabın sonuna şu cümleyi eklemiş;
"Bu hatıraları niçin yazdığımı sorsalar belki de hiçbir cevap vermeye lüzum görmem. Arzu ettim, yazdım. Diyelim ki bu da bir nevi çocukluktur.