Fatih...
Samsunspor’un efsanevi kalecisiydi. Milli takımda da başarılı maçlar çıkarmıştı.
Fatih’le ilgili aklımda kalan ilginç bir hatıram var. İlkokul yıllarımdı. Kiminleydi,ne zamandı bilmiyorum ama bir gün Fatih’le ilgili şöyle bir diyaloga girdiğimi hatırlıyorum.
-Kaleci Fatih o kadar terbiyeliymiş ki, hiç küfür etmezmiş.
-Yok ya...Çok sinirlendiği zaman da mı küfür etmezmiş?
-Etmezmiş...Yalnız çok sinirlenirse “Allah cezanı versin!” dermiş.
“Allah cezanı versin” benim büyüdüğüm mahallede küfürden sayılmazdı. Öyle ki, bizim mahallenin çocukları cümlenin sonunda nokta niyetine okkalı bir küfür savururlardı. Ve bir insanın hiç küfür etmemesi bizim için çok garip bir şeydi. İnanamamıştım bir türlü.
Halbuki Fatih Uraz’ın bugünkü çizgisine ve dünya görüşüne bakınca bu söylentinin çok doğru olduğunu anlayabiliyorum.
******
Fatih Uraz’ın kitabında anlattığı ilginç hatıralarından birisi de bir Altay maçına ait... Samsun’da oynanmıştı ve Samsunspor maçı 2-0 kazanmıştı. Kitapta tafsilatıyla anlatıldığı gibi top Fatih’te iken sahaya bir polis köpeği girmişti ve topun peşine düşmüştü. Fatih Uraz kitapta köpekten fazlasıyla bahsediyor fakat bilmiyorum ismini hatırlıyor mu?
Polis köpeğinin ismi Reks’ti.
O kadar sempati kazanmıştı ki,mahallede oynadığımız köpeklere bile Reks adını vermiştik.
******
Kitabı okumamın üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçti.
Bu yazıyı kaleme almak için mahsus bu kadar uzun süre bekledim. Çünkü taze eleştirilerin çok sağlıklı olmayacağı kanaatindeyim. Şimdi geriye dönüp baktığımda,hatıralar arasından üç tanesinin sıyrılıp halen canlılığını muhafaza ettiğini görüyorum...
Birincisi, Schumacher ile Simoviç’in davranışlarının anlatıldığı kısım. Bana çok anlamlı geldi bu hatıra... Ve Monaco maçı sonrası elinde Türk bayrağıyla sahada tur atan Zoran Simoviç’in görüntüsü birden puslanıverdi. Acaba diyorum,bazı şahısları çok mu büyütüyoruz gözümüzde?
İkincisi, Fatih Uraz’ın ismini vermeyip,bir Doğu şehri dediği vilayetimizde geçen hadise...(Kuvvetle muhtemel ki,o şehir Bingöl’dü.) Çok güldüm sondaki repliğe... Hani şu;”Fattik abi,seni çok sevdik. Onun için seni dövmeyeceğiz!..” cümlesinden oluşan,traji-komik cümleden bahsediyorum tabii ki...
Ve üçüncüsü...
Beni en fazla güldüren hatıra Fatih Uraz’a ait değil. Hatıra John Benjamin Toschack’a ait... Kitapta “Annen kapatmalıydı!” başlığıyla verilen hatıra hakikaten fıkra gibi.
******
Siz de futbolla alakadarsanız ve bugünlerde hem seksenli yıllara ait hatıralarınızı tazelemek hem de hoş bir vakit geçirmek istiyorsanız;Fatih Uraz’ın “Kaleciyi Vurun” isimli kitabını okuyunuz.