E-Dergi

Tek solukta biten bir kitap ki zaten oldukça ince. Bu açıdan bir klasiklerden bir kitap okumak isteyip kalın olduğu için okumuyorum diyerek bahane sunan birisine rahatlıkla tavsiye edebilirsiniz. Sayfa olarak az, konu bakımından öz bir eser. Eğer Rus edebiyatından okumuş olduğunuz kitaplar var ise Dostoyevski'nin neden "Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık." sözünü söylediğini anlayabileceksiniz.

Esasında hikaye oldukça derin bir mana barındırıyor ancak çeviriden mi yoksa Wilde'ın üslubuna ait olan bir durumdan mıdır tam emin olamadığım bir sebepten ötürü, kitap beklentimin altında kaldı. Kitabın dilini çok ağdalı buldum, karakter arası diyaloglar ve onların iç konuşmaları hiç doğal gelmedi, oldukça yapay bir dil var. Bu yüzden okurken biraz sıkıldığımı söylememde fayda var. Karakterler ile pek empati kuramadım ve hikayeye biraz yabancı kaldım. Sansürsüz basım olması ise kitap adına bir artı olmuş, kitabın ilk çıktığı ya da ilk sansürlendiği dönemin şartları için bir şey diyemem ancak bana göre sansürlenecek bir yanı yok.

Bu kitap için ne yorum yapsam eksik kalacak, demir yolu işçisi olan Yedigey'in, mesai arkadaşı ve dostu olan Kazangap'ın ölümü ile başlayan bu kitap, Kazak kültürünü okuyucusuna çok kaliteli bir şekilde yansıtmakta. Okuyucu kitabı okurken geçmiş ve günümüz arasında bir nevi zaman yolculuğuna çıkıyor. "Mankurt" kelimesinin kökeni hakkında tam malumatlı bir bilgi veriyor ve dönemin siyasi ve sosyal şartlarını oldukça doğal bir üslup ile eleştiriyor. Bildiğim kadarıyla filmi de çıkmış ancak anlatım o kadar güzel ki, filmde görebileceğim en ufak bir aksaklığın bana tüh dedirtmesini ve esere toz kondurmasını istemiyorum. Kendine "Okuyucuyum." diyen herkesin kütüphanesinde bulunması gerek.

"Gün Olur Asra Bedel" kitabından sonra okunursa eğer, karakterlere hakim olma bakımından hiç bir zorluk yaşamazsınız ki zaten aslında "Cengiz Han'a Küsen Bulut", "Gün Olur Asra Bedel" kitabının içerisinde bulunan bir parça idi. Hikayeden bağımsız bir takım sebepler dolayısıyla Cengiz Aytmatov bu kısımı çıkartmak zorunda kalmış. Tüm hikayeye hakim birisi devam kitabı gibi göreceği için, kitabı oldukça acıklı bulacaktır fakat Gün Olur Asra Bedel'i önce okumayıp direk bu kitaptan başlanırsa tam keyif alamayabilirsiniz.

Kitap arka yüzünde bahsettikleri ile okuyucuyu kendine çekiyor(en azından bende öyle oldu), ancak oradaki bahsettiklerinin üzerinde çok az durarak biraz hayal kırıklığı oluşturdu. Kitabın sadece en son kısmı çok eğreti olmuş, alelacele bitirilmek istenmiş gibi duruyor. Onun haricinde kitap gayet güzel. Kurgu farklı, biraz polisiye tadı var. Karakterler arasındaki diyaloglar kitap ile uyumlu, son derece doğal. Devamını dört gözle bekliyorum.