E-Dergi

Kitabın sonlarına doğru okurken sıkıldığım nadir kitaplardan biriydi. Kitap seçimlerimi hep büyük bir özveri ve meşakkatle yaparken bu kitabın monoton anlatımı beni derin bir kedere sürükledi. Demek ki nice nice sükselere, iltifatlara bakıp almamak gerekiyormuş bir kitabı! Beklentimi karşılayamadı! Hem de hiç! Hayal kırıklığına uğradım sanki! :(

Bu Dedektif Erika Foster romanı bir başka güzel bir başka heyecanlı paşalar, sultanlar... :) Sürükleyici olması ve yazarın ters köşe yapmasıyla bu kitap ilk kitabımız ile mukayese edilince bana çok daha havalı geldi! Yalnızca katilin bariz bir şekilde erkenden açıklanmama durumu olmasa çokta güzel olacaktı fakat yazar farklı bir kurgu yapma gereği duyduğundan bunu da normak karşılıyorum. O berbat Trendeki Kız vakasından sonra Robert Beyin kitapları bana çok iyi geliyor. Elimden bırakamıyorum! Üstelik bu romanda Erika karakteri, muhtevasına girilerek ustalıkla anlatılmış ve Erika’yı ilk kez bu kadar çok sevdim. :) Tek sorun katil, doktorun tıp sertifikasını neden aldı? Bu soru muallakta efendim. :(

“Diğer kitaplarına göre beklentimin altında kaldı” denilen yorumlar bana pek bir üzücü ve eleştirici geliyor. Bu 120 sayfalık bir yolculuk kitabı. Diğer eserleri gibi ne bekliyordunuz ki, Olaylar mı? Bence en önemli artısı bilgilerime yeni bilgiler katması oldu. Çok güzeldi. Livaneli farkı.

Ütopya’da doğaya egemen olmak isteyen bir kişinin nasıl bir tufan olup o ütopyayı distopyaya dönüştürebildiğini anlatan entelektüel bir roman! Akıcı bir dille yazıldığı için her yaştan insanın okuyabileceği bir başyapıt tabii ki de.

August’un muhteşem yolculuğu gözlerinizi kamaştıracak. Onun için: “Bence dünyadaki herkes hayatında en az bir kez ayakta