Toplam yorum: 3.074.925
Bu ayki yorum: 1.800

E-Dergi

referg Tarafından Yapılan Yorumlar

16.10.2004

Kitap Türkiye'de millet olma sürecini işliyor. Tez olarak da bunu tam olarak beceremediğimizi ve millet şuurunu yakalamış milletlerden örnek veriyor. Bizim millet olma sürecemizde aksaklıkları, çarpıklıkları ve günümüzün kokuşmşluğnu vurguluyor. Türkiye'deki aksaklıkları bir de bilimsel bir temele oturtulmuş böyle bir kitaptan okumak gerk diye düşünüyorum.
16.10.2004

Türkiye en muğlak konulardan biri de Türkiye'nin kuruluşu esnasında yaşanan olaylardır. Türk kurtuluş savaşı ve Türkiye'nin kuruluşu üzerienden daha bir asır geçmeden bir efsane haline gelmiştir. Bununla birlikte nesenel olarak bu olayların gerçeğini bilmiyoruz ve bizim inkılap tarihi olarak okuduğumuz tarih bilimsel olarak pek kabul edilmiyor. Tabi yeni kurulan bir devletin yapısını sağlamlaştırmak için eskiyi tamamen silmek istemesi doğaldır. Bu yine de bize olayların gerçeğini açıklamıyor. İşte bu noktada alternetif tarih kaynakları devreye giriyor. İşte bunlardan biri de Şeyhu'l-İslam Mustafa Sabri Efendi'nin bu eseri. Mustafa Sabri Osmanlı'nın son şeyhulislamlarından ve ayrıca mebusluktada da bulunmuş. Yani olaylara bire bir görgü tanığı. Fakat diğer yönüyle hilafet ve saltanat yanlısı. Böyle olunca olyları bir Mustafa Sabri'nin dilinden dinleyince olayların nasıl değiştiğini ve nasıl yeni ve başka anlamlar kazandığını görüyorsunuz. Kitap ayrıca o günün olaylarla ilgili görüşlerini ve çalkantıları da anlatması bakımından güzel. Sadeleştiren de Sabri'nin zikrettiği bazı belgeleri kitabına eklemiş. Böylece eser daha nesnellik kazanmış. Ben hilafet ve kemalizmi bir de Mustafa Sabri'nin dilinden okumak gerektiğini düşünüyorum.
12.10.2004

Kitap yazarın daha önce yayımlanmış makalelerinden oluşuyor. Bazı makeleler kitap için düzeltilmiş. Makalelerin geneli küreselleşme eksenli. Tarz olarak küreselleşme karşısında bulunuyor. Şu aralar hepimizin beyni Avrupa Birliği diye yıkanmışken küreselleşmeye karşı bize değişik bir bakış açısı sunuyor. Bazı şeyleri bir de karşı pencereden görmek ve sürekli ne geleceğine değil bir de ne gideceğine bakmak gerek.
09.10.2004

Yazar kitabında iletişimi bir bilim ( her ne kadar daha tam bir bilim kimliğini kazanıp kazanmadığı tartışmalı ise de) olarak inceliyor. Tarihçe, ekoller, iletişim bilimine katkıda bulunanlar, iletişim örgenleri ve araçları vs. gibi konuları işliyor. Kısacası iletişim hakkında derli toplu bir kitap. Fakat bana kalırsa yüzsayfadan biraz fazlaolan eserin kırk sayfasını felan tali konulara vs.ye ayırabilirsiniz. Bir bilimin ana hatlarıyla bu az yer tutması aslında onun pek bilim olduğunu göstermez. Bir de yazı karakteri o kadar ince ki okurken neredeyse eziyetçekiyorsunuz. Umarım diğer baskıda yazı karakterini biraz kalınlaştırırlar.
22.09.2004

Gerçekten anıtsal bir eser. Bu eseri herhalde öğmekle bitiremeyiz. Ama ben bazı özelliklerini verip, gördüğüm bazı eksikleri özetleyeceğim. İlk olarak kitapın dili oldukça anlaşılır ve güzel. Dil olarak öz Türkçe kelimler kullanılmış ama bazen yazar cümlenin gelişinde uygun düşen yerlerde kelimelerin yabancı kullanılışlarını ve eski kullanılışlarını kullanmış. Maddelerde başlıklarda Öz Türçe kullanılmış. Sonra parantez içinde Osmanlıca, Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve bazen de Latince kullanılışları verilmiş. Bu özellik araştırmacılar ve çevirmenler için büyük kolaylık sağlıyor. Ayrıca eski dile alışmış olanların da anlamalarını kolaylaştırıyor. Sonra sade bir dille filozoflardan alıntılar da yapılarak madde açıklanıyor. Tabiki madde tarihsel arka planı göz önüne alınarak açıklanıyor. Böylece kavramın ya da düşüncenn tarihsel olarak geçirdiği aşamaları ve anlam kaymalarını görebiliyorsunuz. Böylece tarihsel arka planı ile kavram veya düşünceyi oldukçe iyi anlıyor ve önceden anlayamadığınız pek çok şeyi anlamış olabiliyorsunuz. Ayrıca yazar bazı yanlış kullanılışlara ve anlam inceliklerine değinerek olası anlam karmaşalarına dikkat çekiyor. Benim eksiklik olarak gördüğüm noktalara gelince özellikle ilgili maddelerde yani özdekçilik, eytişimsel ve tarihsel eytişimcilik, eytişim ile bunların tam karşıtında yer alan maddelerde yani düşüncecilik ve onunla ilgili maddelerde yazarın eytişimci özdekci olduğunu ve taraflı durduğunu görüyorsunuz. Ayrıca bazı görüşleri çürütmek için bazı kanıtlanmamış veya çürütülmüş hipotezleri (tabiki bunlar kitabın yazıldığı devirde tanıtlanmış veya çürütülmemiş olabilir) kullanmış olmasıdır. Tabiki bunlar kitaba gözle görünür bir eksiklik getirmiyor. Bu kadar kadı kızında da olabilir diyerek kitabın hala kütüphanelerdeki kaynak kitaplık özelliğini vurgulamak isterim.