E-Dergi

Kendi soyunun çok eski bir üyesinin hayatını rüyalarında yaşayan bir adamın anlatıldığı bu eser gayet akıcı ve sade bir dille yazılmış.

Peyami Safa'nın İstanbul'un Fatih ve Harbiye semtlerinin yaşam tarzlarından yola çıkarak yanlış Batılılaşma üzerine yazdığı az sayfalı, akıcı bir roman.

Kitap bir çocuğun gözünden o kadar güzel anlatılmış ki.. insanları ırkından, dininden, milliyetinden dolayı sevmemenin bir çocuğun gözündeki anlamsızlığı.. Oldukça etkileyici bir kitaptı. Özellikle de kitabın sonu oldukça etkiledi beni.

Roman Juan Preciado’nun ölmek üzere olan annesine, babası Pedro Paramo'yu bulacağına dair verdiği sözü tutmak üzere Comala'ya gelmesiyle başlar. Comala terk edilmiş bir yer görünümündedir. Bazen sesler duyulmaktadır yollardaki yarıklardan, duvarlardaki çatlaklardan… Kendi aralarında konuşmaktadırlar

Aylak Adam, dört mevsim boyunca bir arayış içerisinde oradan oraya sürüklenen bir karakterin hikayesini anlatıyor. Romanın başkahramanı yalnızca tek bir harften, bir sembolden ibaret olan “C.”dir. Yazarın başkahramanı simgesel bir işaretle vermesi, açılımını tamamlayamamış bir varlığı simgelemektedir.