E-Dergi

Elimde Leyla Erbil'e yazılmış Leylim Leylim mektupları.Bu mektupları okudukça ruhum, en batıdan en güneye. Toprakta ve gökte. İstanbul yön buldurucumsa her lahzamda oluşan kerte kerte bir sevi. Bir aşk gönüldenlikle mektuplardan taşmıştır.

Üslubun geri planda kaldığını düşündüğüm Huzursuzluk'ta olayları birleştirmedeki ustalığını görüyoruz Livaneli'nin. Bu bilinçli bir anlatım. Mardin'deki güneş tapınağının kilit taşları arasında işlemeli mendili görmek mümkün müdür bilmem ama Aksaray'daki pastaneye saat üçte kahramanımızla birlikte defalarca hüzünle, umutla, can yana yana gittik.Mardin-İstanbul-Edirne idi göç yollarımız.

Yaşar Kemal,Livaneli'nin bu eserle büyük roman kapısından girdiğinden bahseder. Okuduğum dört romanında da farklı bir roman dili oluşturan yazarımız Son Ada'da anlatıcı ile roman kahramanı anlatıcının farklı olduğu bir bakış açısı oluşturmuştur. Bazı kitaplar içerikte yoğunlaşıyor.Bu eser içeriğiyle de üslubuyla da bizi kuşatıyor.

tasavvufî okumalara yer veren, tarik-i Muhammediyeye götüren bu eserden derinden etkilendim. Dinle ile korku ve hüzünden uzaklaşıyorsunuz.

Rahat anlatımıyla, deyimleri kullanışındaki başarısıyla yazarın üslubuna hayran kalıyorsunuz. Kırlangıçlar şehri terk etmeden okuyun bu hüznün kitabını. yollardaki tırlar, kamyonetler hep hatırlatıcı.Hasan Ali Toptaş çağrışımları kullanmadaki başarısını Türkçeye hakimiyetiyle sağlıyor.