Toplam yorum: 3.076.922
Bu ayki yorum: 3.800

E-Dergi

Fahriye Gül Olur Tarafından Yapılan Yorumlar

27.02.2024

Sait Faik'in bu kitabındaki öyküler çoğunlukla başka yerlerde karşıma çıkan ve önceden okuduğum öykülerdi. Tüm kitaba hakim olan o martı sesleri, deniz kokusu ve ada manzarası huzur vericiydi.

❝Gökyüzünde yıldızlar var, sayısız. Kimisi kayıp gidiyor. Kimisi ne zamandır bakıyor kim bilir?.. ❞

❝Denizin dibine, iki yüz metreden sonra, yedi rengin yalnız moru girer. Orada hiç bitmeyen lacivert bir gece vardır. Bu gecenin içindeki canlıların ışıkları kendiliklerindendir; yıldızlar gibi.❞

27.02.24
22.02.2024

İvan İlyiç'in Ölümü, adından da anlaşılacağı gibi nasıl biteceğiyle ilgili hiçbir şüpheye yer vermiyor. Bunun yerine İvan İlyiç adındaki, her yerde karşılaşabileceğimiz 'sıradan bir adamın sıradan ölümüne kadar olanları, hem kendi gözünden, hem de çevresindekilerin bakış açısından tasvirini' okuyoruz. Benim için yavaş ama bol düşünmeli bir okuma oldu. Kelimelerin ardında yatan anlamlar bu düşünme süreciyle derinlik kazandı. Bir bakıma öz eleştiri yapmamı da sağladı. Sonuçta ben de "tüm varlığımla biliyorum bunu. Ne var ki buna bir türlü alışamadığım gibi, bu gerçeği anlayamıyordum da."
Ölüm üzerine, her gün şahit olduğumuz bu olayı bir gün bizim de yaşayacağımızın idraki üzerine; ölen bir adamın penceresinden, neredeyse yaşamış kadar olduğum ve Tolstoy'u bu konuda takdir ettiğim bir romandı.
❝Şimdi buradayım, az sonra da orada olacağım. İyi de orası neresi?❞
❝Ya gerçekten de yaşamam gerektiği gibi yaşamadıysam, bilinçli seçtiğim yaşamım yanlışsa?..❞
19.02.2024

Kürk Mantolu Madonna, sürekli ismini duyduğum ve internette gördüğüm bir roman. Gereksiz popülerleştiğini düşündüğüm için içimden okumak da gelmiyordu. Ama edebiyat öğretmenimin bir paragrafı okuduktan sonra "Bu tam olarak Kürk Mantolu Madonna'daki Raif Efendi'yi anlatıyor." demesiyle o hafta gidip kitabı almam bir oldu.
Roman betimlemeleri, tahlilleri ve anlatımıyla gerçekten güzeldi. Ama hala fazla abartıldığını düşünüyorum. Genel olarak karamsar bir havası vardı, adamla kadının birlikte ve mutlu oldukları anlarda bile hüzün sayfalara hakimdi.
Raif Efendi'yi anlatıcının gözünden tanımaya çalışmak, onun yavaş yavaş açıldığını görmek ve en büyük sırrını onun ağzından mektupla okumak çok güzeldi.
《Rikkat: Merhamet
《İnfial: Kırgınlık
《İnkisar: Düş kırıklığı
19.02.2024
09.02.2024

Fahrenheit 451'i çok eskiden okumuştum. Tekrar okumadan önce bile okurken ne kadar etkilendiğimi hatırlıyordum. Kitap sihrinden hiçbir şey kaybetmemiş, aksine etkileyiciliği katlanarak artıyor. Dünya günler geçtikçe daha da çok benziyor Montag'ın yaşadığı zamana. Kitap okumak, nitelikli kitap okumak azalıyor. Belki de bu yüzden kendimi Ray Bradbury'nin kurguladığı bu dünyanın içinde daha çok hissettim. Bütün bunlar bir yana, karakterler öyle güzel işlenmiş ki, sanki gerçekten yaşayan -ya da yaşayacak olan- kişiler bunlar.
Montag'ın içindeki değişim, Mildred'in o donukluğu, Faber'in yenemediği korkuları, Clarisse'in yaşama duyduğu ilgi (İçten içe aslında ölmediğini düşünüyorum... Ya da bunu istiyorum.), Granger, Yüzbaşı Beatty, ... hepsi bir şekilde tanıdık gelen ve kendimi yakın hissetmeme neden olan karakterler.《Kerosen (Gaz yağı): Yanıcı hidrokarbon sıvı. Yunanca keros (mum) ve elaion (yağ) sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur.

03.02.2024

Campanella'nın kaleme aldığı bu ütopya bir nevi komünizmi temel alıyor.
Özel mülkiyetin kendini beğenmişlik getireceğini ve zenginlerin kibirli, fakirlerin ise sinsi olacağını; her şeyin herkese ait olması ile bunu önleyebileceğini düşünmüş. Ama burada "her şey"den kasıt gerçekten her şey. Kadınlar, çocuklar, evler... Bu yüzden para da yok.
Güneş Ülkesi'nde herkes hep beraber üretiyor, yiyor, hep beraber eğitim görüyor.
Eğitimle ilgili kısımlar hoşuma gitti. Çocukların hepsi hem bedensel hem zihinsel olarak eğitiliyorlar ve hangi alana eğimli ise orada eğitim görüyorlar. Bu eğitimleri sadece dinleyerek almıyorlar, hem gözlemleyerek hem uygulamalı olarak yerinde öğreniyorlar.
Yönetici ise "bütün bilim dallarını öğrenmeye hevesli, usta ve doğadaki nesneleri düşünüp taşınmaya yatkın" olmak zorunda...
Yöneticinin "Metafizikçi" ya
Yer yer katıldığım ve katılmadığım noktalar oldu ama okunması gereken bir ütopya örneği olduğunu düşünüyorum.