E-Dergi

İnsanın başarmak isteyince neleri başarabileceğini dair çok güzel bir örnek bir hayalin peşinde bile koşsak onu istememiz onu elde etmemize yeter bu kitabı belki 4-5 sene önce okudum ve sanrım bana çok şey kattı

İlk 10 bölümü okumak hayatı gördüğü rüyaların haricinde çok sıkıcı bir yazarın günlüğünü okumak gibi bir şey hatta bir ara kitabı bırakmayı bile düşündüm. Onuncu bölümden sonrası ise insanı içine hapsediyor bazen bazı konuların başları çok sıkıcı giriyor ve bunlar şimdi nerden çıktı ne gerek vardı diye insan kendi kendine soruyor ama hiç aklınızdan geçmeyen beklide kitabın en heyecanlı bölümleri bunun ardından geliyor. Hayaletlerin def edilmesi haricinde bir kurgu romanı ancak bu kadar gerçeklik hissi uyandıra bilir. son bölüme gelince ise ben sanki o bölümü bir başkası yazmış gibi hissettim (belki gerçekten öğledir) tarz tamamen değişti ve konular çok basitte olsa insanı mutlu eder bir sonla tamamladı en azından olabilecek en iyi son
Bu okuduğum ilk King romanıydı ve az önce 2 tane sipariş ettim sanırım bende artık sıkı bir King hayranıyım

sanki herşey bir rüya ve bizim kontrolümüzde istanbulun en gizli yönlerini tarihini sanki bir
bir rüya gibi insanın içine işletiyor kitap bittiğinde bir rüyadan uyanmış gibi karmaşık
duygular içinde kalıyorsunuz

balıkçının balıkla yaptığı mücadele ona duduğu saygı
hatta onu sevmesine ve öldürmek istememesine rağmen gururu için verdiği savaş
sonunda galip gelince yaşadığı burukluk ve onu köpek balıklarından korumak için
kurtuluş savaşını andıran mücadelesi ve balıkçının yanlızlığı ve yanlızlığının içinde
kurduğu düşler gerçekten çok güzeldi kitabın tek kötü tarafı çok kısa olması
ve sanki son sayfaları kaybolmuş gibi, benim hiç sevmediğim net olmayan sonlardan
biri olması

kitabı okurken kendinizi olayların içinde histediyorsunuz o açlığı öfkeyi yaşatıyor anlatımı mükemmel hatta kendinizi olayların içinde hissediyorsunuz ki catherine öldüğünde kendi çok yakın bi arkadaşım ölmüş gibi burukluk hisettim