E-Dergi

Hani derler ya; göz açıp kapatıncaya kadar, kitap da o kadar kısa bir sürede bitti. Çoğunlukla okurken hayaller kurdum. Şimdinin yetişkinleri olarak o kadar hırslıyız ki, gün sonunda elimize bir hiç ve hayal kırıklığından haşka bir şey kalmıyor. Ama çocukken öyle miydik? Ufak bir kulubunuz vardı, belki de bir mahalle gezme tayfanız, belki de arsalar için mücadele ediyordunuz. Arkadaşlarınız vardı, kimi sizden büyük, kiminin size abi dediği... Çocukluk üzerine güzel bir kitap. Film gibi okuyorsunuz ve içinizde bir şeyler cız ediyor. Biz böyle değildik, ne ara bu hale geldik demeden de duramıyorsunuz. Tavsiye olunur.

Damızlık Kızın Öyküsü bana yıllarca aradığım düşün dünyasına girme imkanı vermişti. Bu kitap da yazarın tıpkı Damızlık Kızın Öyküsü'nde kurmuş olduğu dünya gibi insanı içine alıp, karanlık sokaklarda ellerinizden tutuyor ve "bak burası bahçivanların yeri, bu kadının adı Toby, burası Sırburger" diyebiliyor. Kitap öylesine etkili ki, Margaret Atwood'un bu dünyadan değil de başka bir dünyada yaşayıp, gözlemlerini bizlere aktardığına inandırıyor.

Niye bu vakte kadar okumadığımı bilmiyorum. Vermek istediği mesajı alabilirsen ne ala; alamazsan bile 1 saatlik okumanın keyfi bir ömür boyu sürüyor.

Sinema ile profosyenel ya da merak seviyesinde ilgilenler için kesinlikle tavsiye ederim. Oldukça bilimsel ve araştırmalara dayalı veriler yer alıyor.

Kitabı okurken, 80 sayfalık bu hikayenin nasıl şaheser olduğuna kendi hükmünüzle şahitlik ediyorsunuz.