Toplam yorum: 3.077.822
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

Yasin özcan Tarafından Yapılan Yorumlar

23.05.2011

Mustafa Armağan’ın yakın tarih serisinin 5. kitabı olan “ Paşaların hesaplaşması” adlı çalışmasını da okumuş bulunuyorum.Kitap yine bir Mustafa Armağan klasiği olarak çok kısa yazılardan-makale-derlenmiş bir çalışmadır.
Aslında kitabın adını ilk okuduğum vakit yani “Paşaların hesaplaşması” oldukça heyecan duymuştum.Çünkü Paşaların hesaplaşması derken benim aklıma gayri ihtiyari olarak şu gelmişti ki;biliyorsunuz Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal paşa ve İstiklal harbinin önde gelen paşaları arasında soğuk rüzgarlar esmeye başlamıştı.Tabiri caizse ihtilal kendi evlatlarını yeme yolundaydı ki;Mustafa Kemal paşa bu hengameden uyanık davranarak karlı çıkmıştı.Yoksa Mustafa Kemal paşanın bu güçlü kadro tarafından tasfiye edileceği gün gibi aşikardı.İzmir suikastı tecrübesinden de anladığımız gibi paşalar arası ciddi bir hesap görülmek üzere idi.Aslında çok önemli olan bu konu bizim toplumumuzda pek de bilinen bir olay değildir.İşte kitabın adı bana bunu hatırlattı ve aslında başkaca da bir “hesaplaşma” söz konusu değildi.Fakat kitapta hemen hiçbir şekilde diyebileceğimiz tarzda bu konu gündeme getirilmemiştir. Tuhaf…
Ayrıca Mustafa Armağan” Korku duvarını yıkmak ”adlı 4. kitabında ki bir yazıyı sadece ve sadece başlığını değiştirerek bu kitaba almıştır.4. cilt de “Bir Yargıtay başkanının olaylı cenaze namazı” başlıklı yazısını bu kitabında “Yargıtay’ın ilk başkanı Cevdet paşa idi” başlığı altında tekrar yayınlamıştır.Acaba buna neden gerek duydu bunu da merak ediyorum doğrusu.
Başta da belirttiğim gibi keşke bu kitabın tamamı veya en azından büyük kısmı şu “Paşaların hesaplaşması” ile alakalı olsa idi ne iyi olurdu.
19.05.2011

Mustafa Armağan’ın “Küller altında yakın tarih” adlı serisinin 4. kitabı da oldukça başarılı bir çalışma.Tarihi bilmek mi ? yoksa bilinen tarihi yorumlamak mı ? hangisi daha önemli,tabi ki ikisi de fakat şunu söylemekte fayda görüyorum ki;kuru bir tarih bilgisi ince bir “fıkıh” anlayışından yoksun ise hiçbir şey ifade etmez.Zamanı ve olayları çok iyi bilebilirsiniz.Fakat zaman ve olayları hangi sebep ve sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirme yeteneğiniz yoksa tarih okumalarınız size pek bir şeyler katmayacaktır.
İşte Mustafa Armağan’ı değerli kılan nokta da burası zannedersem.Tarihi yorumlamayı biliyor hatta öğreniyor ve gün geçtikçe de kendisini geliştiriyor diyebiliriz.Tarihin o karanlık dehlizlerinde elinde ki küçük bir mumla ciddi ciddi araştırmalar yapıyor ve bize sunuyor.
Aslında Mustafa Armağan gibi daha bir çok araştırmacıya muhtaç durumdayız.Sadece Mustafa Armağan yetmez.Çünkü o kadar çok araştırılması gereken konu var ki…
Uzun yıllardır bize anlatılan tarih hurafelerinden ancak bu şekilde kurtulup hakikate ulaşabiliriz.
24.04.2011

Mahmut Gölöğlu’nun milli mücadele tarihi serisinin 3. cildi olan “ üçüncü meşrutiyet” isimli kitabını da bitirmiş bulunuyorum.Bu cildinde de oldukça kıymetli bilgiler bulunuyor.Yakın tarihi öğrenmek isteyenlere tavsiye ederim.
Çerkes Ethem olayından meclisin açılmasına,Bolşevik hareketinden Gümrü antlaşmasına kadar bir çok konuyu ele alan kitap okunmaya değer bir çalışmadır.Tabi her zaman söylediğim gibi yazarda ki aşırı Mustafa Kemal hayranlığı gözden kaçmamaktadır ve yazara olmayacak hatalar yaptırmaktadır.Yazarın kitabına seçmiş olduğu başlıkta oldukça dikkat çekicidir.Yazar Ankara da açılan meclisi üçüncü bir meşrutiyet olarak değerlendirmektedir.
Bu arada zikretmem gereken bir husus daha var ki;yazar arşivlerden hiç beslenmemiştir diyebiliriz.Kronik diyebileceğimiz kaynakları ve hatıratları kullanmaktadır.Yazarın kullandığı kaynakların başında ise nutuk gelmektedir ki;bu aslında büyük bir hatadır.Çünkü Nutuk ilmi ve bilimsel bir değeri olmayan siyasi bir belge niteliğindedir.Nutuk’u kaynak olarak almak bizi tarih konusunda yanlış yerlere sürükleyebilir.
22.03.2011

Mahmut Göloğlu'nun altı ciltlik yakın tarih çalışmasının ikinci kitabı olan "Sivas kongresi" isimli eseride okumuş bulunuyorum.Bu kitapta oldukça yeni bilgilerle tanıştığımı söyleyebilirim.Yazar oldukça usta bir kalem,size o günleri bir belgesel tadında yaşatıyor diyebilirim.
Fakat yazarın aşırı Atatürkçü üslubu farkında olmadan kendisine bazı hatalar yaptırıyor.Sanki Mustafa Kemal Paşayı övmek için kaleme alınmış hissini uyandırıyor.
Şunu söylemekte fayda görüyorum ki;yazar daha önce kullanılmamış olan pek çok bilgiyi kitabına almıştır.Genel olarak kronik diyebileceğimiz tarzda ki kaynakları kullanması her ne kadar çok iyi olmasa da yine birçok bilgi edinebileceğiniz bir eser.
27.02.2011

Mahmut Göloğlu’nun okumuş olduğum ilk kitabıdır.Yazar yakın tarih konusunda yapmış olduğu araştırmalarla meşhur bir insandır.Yakın tarih üzerine yazılmış olan bir çok eser,yazarın kitaplarını kaynak olarak kullanmaktadır.Bu kitabı 6 ciltlik bir seri olan yakın tarih çalışmasının da ilk cildidir.
Yazarın Trabzonlu olmasından ötürü Trabzon ve Trabzonluları öne çıkarması gözlerden kaçmamaktadır.Aslına bakarsanız;bu yazarı okurken sanki bir ders kitabı okurmuş gibi hissediyorsunuz.Sanki objektif anlamda kaleme alınmış bir tarih değil de sipariş üzerine yazılmış bir tarih hissi uyandırıyor.
Erzurum kongresini mümkün olduğu kadar detaylı ve fakat taraflı olarak anlatmaya çalıştığını düşünüyorum.Tarihimiz ve tarihçilerimiz ne zaman bu prangalardan kurtulup da daha iyi eserler verecek diye de merak ediyorum.Yani kendi ayaklarına vurdukları kendi prangalarından.
Yazarın bu serisinin ikinci kitabı olan “Sivas kongresi” isimli çalışmasının baş tarafına koyduğu” Genel kurmay başkanlığı tarafından tavsiye edilmiştir” ibaresi de gerçekten çok ilgi çekici.Acaba yazar bu ibare ile ne anlatmak istiyor olabilir ? Yoksa yazdığı kitaba bir meşruiyet kazandırma çabası mıdır ? Malum olduğu üzere Genel kurmay başkanlığının tarih görüşü ve bu konuda durduğu yer milletimize pek yabancı sayılmaz.Bence yazar yanlış bir yerde meşruiyet aramaktadır.
Bununla beraber elbette ki kitapta faydalanılacak yerlerde mevcuttur.Fakat unutmayın ki;yazar bir Atatürkçüdür ve okumalarınızı da buna göre yapınız.