Toplam yorum: 3.077.321
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

mehmet fehmi eken Tarafından Yapılan Yorumlar

16.06.2008

Kitap, çeşitli başlıklar altında toplanmış. Kadınların birçok hasleti, olumlu veya olumsuz fıtratlarını anlatan hikayeler ile desteklenmiş. Kitabın birçok yerinde benzer satırlara rastlamak mümkün. Kadınların her türlüsü (iyisi, kötüsü, vefalısı, vefasızı) hakkında yazılan bu eserin okunması sadece erkeklere değil kadınlara da birçok şey katacak...
05.06.2008

Roman oldukça karışık bir anlatım yapısına sahip. Romanda yer alan isimlerin her birisi (İbrahim, Haskil , Yusuf , Mahmut , Nekva , Salim) bir ulusu ve/veya düşünceyi simgeleyebiliyor. Her okuyucunun farklı tatlar alabileceği değişik bir kitap. 11 Eylül, İsrail - ABD ittifakı ve şeytana iş bırakmayan insanlar, kitapta güzel bir anlatımla işlenmiş.
02.01.2008

İhsan Işık, kendisini yetiştirmiş kültürlü bir insan. Denemeler şeklinde hazırladığı bu kitap gerçekten çok güzel. Yazdığı makaleleri 1996 yılında kitaplaştırarak yayınlatmış. İnanın kitap sanki bugünü anlatıyor. Yazarın yurdum insanı (laik, post - laik, yarı – islamcı, boş aydın) hakkındaki betimlemeleri sanki bugün için söylenmiş. Bu kısa kitapçık, “her ne kadar zamanının en çok satanlar listesinde yer almamış olsa da” gerçekten okunmayı hak ediyor. Teşekkürler.
27.12.2007

Şeyh Sadi-i Şirazi, Nizamiye Medreseleri’nden eğitim almış ve Moğol istilasını görmüş derin bir insan. Gülistan ve Bostan gibi iki dev eserin sahibi olan bu güngörmüş bilgeden öğrenecek çok şey var. Kitap gerçekten çok kısa ve Gülistan ile Bostan’ın her bir hikayesinin özet nasihatlerinden oluşuyor. Neticede Sadi’nin bu kitapta yazılan “yıllar geçse de eskimeyecek” her bir öğüdünü kulağımıza küpe etmemiz ve bu nasihatleri başucumuzda tutmamız gerekli. Teşekkürler.
24.12.2007

Kitabı okuyunca Nabizade Nazım’ın çok genç yaşında irtihal etmesine üzülüyor insan. Çünkü yazdığı bu klasik o kadar içine çekiyor ki insanı. Kişi, kitabı okuduktan sonra bu hikayenin kesin olarak yaşandığı hezeyanına kapılıyor.
Kitap her ne kadar Zehra’nın intikamı üzerine kurulu olsa da, benim şahsi kanaatim, Zehra’nın “kıskançlık kaynağının”, “sevgisinin gücü” ile müsavi olduğudur. Sırrı Cemal de samimiyet yönünden Zehra’dan aşağı kalmıyor. Ama Uranic’den fazla bir şey beklemek yersiz, o sadece nefsinin emrettiğini yapıyor. Suphi’ye gelince her sayfanın sonunda ondan soğuyorsunuz. “Kadir kıymet bilmezliğin, nefsinin bu derece esiri olmanın” bedelini çok ağır bir şekilde ödemesine rağmen, Suphi acınmayı gerçekten hak etmiyor.
Hakiki acıyı yaşayan ise elbette Zehra; sevginin ne olduğunu gençliğinde tanımlayamayan bu körpenin, aldatılmanın verdiği nefret ile intikam planını uygulamaya geçirmesi, kitabın tümüne şamil. Zamanın bu kısa tarihinde, insan kendi kendine sormadan edemiyor, Nabizade Nazım’ın kurduğu bu senaryoda, başrol oynayan ve Maşuk’unu ölesiye sevecek Zehra gibi bir realite bu dünyada var mıydı ya da hala kaldı mı?