E-Dergi

Beckett’in birden fazla öyküden oluşan ve birbirinden bağımsız görünen fakat bütüne bakınca Belacqua (karakter adını Dante’nin İlahi Komedya kitabından almıştır) karakterinin yaşamını, aşklarını ve ölümünün kronolojik sırasıdır. kitabın sonuna geldiğinizde taşlar yerine oturuyor. varoluşçuluk düşüncesi kitabın etrafını sarmış durumda adeta. Beckett dilini çok sevdiğim ve bu anlam çabasından keyif aldığım bir yazar ve onunla olan yolculuğum devam edecek.

Nobel Ödüllü yazar Andre Gide’nin günlük türünde yazmış olduğu bu eser sizi adeta içine çekiyor. kitap çok akıcı, bir günde okunabilecek sadelikte. bir rahibin bakımını üstlendiği kör kıza olan aşkını konu alıyor. çok severek okuduğumu belirtmek istiyorum.

kitap evi. yer yer deneme hissi vererek, yer yer olay örgüsünü anlatan bir roman. enis batur’la tanışma kitabım oldu. bana çok akıcı geldiğini söyleyemeyeceğim fakat okurken zevk aldım

kitap, bir kadının yıllar geçse de silip atamadığı, hafızasında yer edinen o 24 saatlik anısını hiç tanımadığı birine anlatıp beynini esir alan bu anıdan kurtulma çabasından bahsediyor. yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera’sını seçen Zweig, 1920’li yılların sonlarında Avrupa’nın “kibar” tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.
okuduğum Zweig kitaplarına bir yenisini ekledim, en güzeli diyemesem de güzeldi

uzun zamandır aradığım tadı bulabildiğim ve “sonunda” dediğim bir kitap oldu. hiç çekinmeden hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi diyebilirim. Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitabını okuduysanız kesinlikle aklınıza bu kitaptan esinlenmiş olabileceği gelir.