E-Dergi

Kapitalizmin üzerine çöktüğü işçilerin içinde yaşadığı karanlığın kasvetini okuruna yansıtma başarısını gösteren başarılı bir Japon edebiyatı eseri.

Orijinal bir konu etrafında şekillendirdiği kurgusu, seçtiği anlatım tarzı ile yarattığı kahramanların karakterlerini yansıtma şekli, sürükleyiciliği ve akıcılığı ile çok başarılı bir yapıt ortaya çıkaran yazar hikayenin sonunda iyiyle kötünün mücadelesine ilişkin genç komiserin ağzından verdiği mesaj ile okurunu vicdan muhasebesine davet ediyor.

Okuduğum ilk Timur Soykan kitabı. Beklediğimden çok daha iyi çıktığını söyleyebilirim. Merak duygusunun son sayfaya kadar üst sınırda olması, temposunun bir an bile düşmemesi kitabın bir çırpıda okunmasını sağlıyor. Ayrıca kurgunun yer yer politik gerçekler ile temas ettiği noktada yazar okuruna göz kırpıyor.

Kitap baştan sona Cevriye'nin iç dünyasında yaşanıyor. Gelişen olayların onun gözünde oluşan yansımalarını, içine doğduğu yaşamın dışında başka bir hayat ile tanışıklığı sonucunda da hiç tatmadığı duyguların onu başka bir kişiye dönüştürmesini okuyoruz. Kitabın alt metninde ise iffet, ahlak, bağlılık kavramlarına farklı bir bakış açısını okumak mümkün.

İsrail'in kutsallaştırdığı bir ajanın hikayesi... Öyle ki Eli Cohen'in kol saatinin yıllar sonra bulunup İsrail'e getirilmesi büyük bir başarı olarak görülmekte, cenazesinin iade edilmesi de İsrail ile Suriye devleti arasında hala en önemli diplomasi konuları arasında bulunmakta. Kitabı okurken sadece bir ajanın heyecanlı hayat öyküsünü okumuyorsunuz, dönemin konjonktürünü ve onun günümüze yansımalarını, İsrail devletinin oluşturduğu savunma politikalarının dayandığı motivasyonu da okuyup analiz edebiliyorsunuz.