E-Dergi

''İstanbul tarihi ile bilmediklerimi öğrendim'' diye yorum yapanların fazla bir şey öğrenebildiklerini sanmıyorum.
İdeolojik saplantılarla bazı vak'aları veya efsaneleri hayalleriyle mayalayıp romana eklemek sadece bir cinayet romanı okumak isteyenlerin arzu etmedikleri satırların oluşmasına sebep oluyor sadece. Kurgunun arasına gerçekler eklensin ama oldukları şekliyle. Fetih'ten sonra yağmalamaya izin verilmişmiş falan... Neyse uzatmayayım; kitabın kapağı çok güzel olmuş....

Bir romanın başarısı tasvir edilenlerin zihinde canlılığını koruyabilme süresiyle ilişkili... Yazar bu bakımdan başarılı. Romanlarında aile yerine yalnızlığı tercih eden genel yaklaşımı bu romanda da ağır basan bir duygu. Bu kitapta bir zamandan kırpılan bir kesit, öncesi ve sonrası ile ilişkilendirilmeden akıcı bir şekilde anlatılmış ancak kitabın sonunda ''katili bulunamayan bir cinayet romanı'' okumuş gibi oldum.

Kitapta bahsedilen çoğu tespit çok doğru. Birçok insanın boşa harcadığı zaman ve emek trajikomik bir şekilde anlatılmış... Kitap bende kalıcı olan tespitlerinin yanında bu tespitleri açmak için kullandığı 2 şey belirtmeden geçemeyeceğim: 1-Temel İçgüdü, Sigmund Freud ve padişahların kardeş katli hakkındaki yanlış fikirleri... Her kitap peşin kabullerle veya inkarlarla okunamayacağı gibi her kitap ta bu kitap gibi eğlenceli okunmaz... Kısacası tenzih ettiğim kısımlar harici faydalı bir kitap......

Bir müslümanın görüşleri anlatılsaydı bu kitapta belki manasında azalma olurdu. Batılı gözüyle anlatılınca okuduklarım daha tesirli oldu. Kitabın başlığı aldatıcı olmasın. Kitapta hazır gıda sektörünün perde arkasına dair ipucunun da ötesine geçen hakikatler, helal ve sağlıklı gıda tüketme gayretinde olan herkese ışık tutabilecek şekilde verilmiş. Özellikle çocukların tükettiği hazır gıdaların muhteviyatına ait yazılan ama kimsenin anlamadığı (E) rumuzlu maddeler hakkında zarar derecesi ve şekli kısaca anlatılmış... Kısaca bu kitap bir başvuru kitabı olarak her eve lazım....

Haklısın... Maalesef dilimizde mayalanmış nice kelimeler, eski kelime yaftasıyla Tükçe'den çıkarıldı. Tasviye halen devam ediyor. Bu tasviye hareketini yapanların amacı da bizi eskiden yazılmış kitapları okuyamaz, anlayamaz hale getirmek... Sen vazgeçtikçe onlar amaçlarına yaklaşırlar sadece.... Naçizane tavsiyem eski Türkçe diyerek atalarımızın asırlarca kullandığı ve geliştirdiği dili anlayamamaktan dolayı terk etmek değil bu ihanete alet olanlara inat öz lisanımızı küllerin altından çıkarmak, öğrenmek, öğretmek... Öz Türkçe ile Osmanlıcayı birbirinden ayrı tutmadan... Osmanlıca zaten Türkçe değil mi ki?