E-Dergi

bilinmeyi bekleyen hakikat, engin bey tarafından keşfedilmeye devam ediliyor...engn bey, bir kitabında islamoğlunun söylediği gibi, " nesneleştirildiği, kaldırılıp en üst raflara konulduğu duvarlara asıldığı gibi öylece bozulmadan, ilk günki gibi kendisini anlayacak olanları bekleyen kuran..." ı keşfetmenin keyfini, mutluluğunu yaşamakta...

vahyi anlamak mı istiyorsunuz... noyan da bunu istiyor ve çabalarını müslüman kardeşleriyle paylaşıyor... gayesi her müslüman kuran günlüğü tutmaya başlasın ve artık açılsın bizlere kuran:)

onu, sylvia yı tanımak gerekir şiirlerini okumak için... üretmek için deliren, o nevrotik o huzursuz kadını tanımak... o aşık, o kıskanç kadını... yazmadan yaşayamayan lakin yazmak için yazamayan o yazar tipi... sevdiğim yakınlık hissettiğim o yazar tipi... bir süre pastalar yemekler pişirdi... bir süre çocuk büyüttü...bir süre deli gibi aşık olduğu kocasını kıskanmakla geçti zamanı...ve aldatıldı... annesi şöyle söylemişti sylvia nın kocasına: ona dikkat et. çünkü o intihar ettiğinde çok küçüktü ve bunu ilgi çekmek için yapmadı... onu bulamamamız için öyle bir yere saklanmıştı ki... o ölmek istediğinde gerçekten ölmek istiyor bunu unutma...

ve hazin son...sylvia tanınmasını sağlayan bu şiirleri yazdığında artık yaşamıyordu sadece yazıyordu... yazacakları bitmiş miydi bilinmez ama o bittiğine kanaat getirdi... çocuklarının odasına sızmamsı için kapı altlarını tıkadı...ve gazı açtı...

bu kadar

tasvir ustası... hala gözümün önünde kitaptan sahneler... senelerce önce okuduğum bu hüzünlü aşk hikayesi tüm ağırlığıyla karşımda duruyor... sayfaları şöyle bir karıştırdığımda felix in o dayanılmaz aşk acısıyla durduğunu görüyorum, dimdik... lütfen gözlerim uzun uzun daldığında bana ne oluyor neniz var diye sormayın...diyen sesi... edebiyat tutkunlarının başucu eserlerinden...

bitmeyen başlayan bir eser... Allahın adıyla ve Allah için bitmiyor başlıyor inşa... kalk ve başla diyor... bismillahirahmanirrahim...

mustafa islamoğlu küllitayı ivedi okunmalı.. bunu kendimesöylüyorum. çünkü neye ihtiyacımız olduğunu tespit ettikten sonra durmak, neye ihtiyacımız olduğunu bize unutturacaktır zamanla... inşa, islamoğlunun da söyledii gibi yerini imhaya bırakacaktır. kişinin kendi kendini yok etmesi... zamanın hızla bizi hüzne sürüklemesi... mümin, selamet, haşyet, ilim, alamet, zekat, mükemmel, akıl, dünya, fıtrat nedir? biliyoruz sandığımız bu kelimeler hayatımızda gerçek anlamları ile zuhur ediyor mu? etmiyor ise bu bir hayat mı? bu hayat değil ise ben allahın olmamı istediği insan mıyım? o insan değilsem benim aklım ne işe yarıyor neden bu akıl bana verildi? bu akıl akletmiyorsa ben " oku" ne demektir bilmiyor isem okuyabilir miyim? tasavvur edebilir miyim?

okumak ile dirilen bir nesle ait olmak istiyorum... o yolun yolcuları olarak zamanın hocası islamoğlundan öğrenecek çok şeyimiz var. Allah bizleri yolculuğu yarıda bırakmaktan, yolcu olduğumuzu unutmaktan, yönünü yolunu bilmeyen yolculardan olmaktan korusun...

tasavvuru, aklı, şahsiyeti ve hayatı inşa etmek zamanıdır... Allah razı olsun islamoğlundan...