"" inanmıyorlar ki... elle tutulur deliller istiyorlar. ''yok canım, o kadar da değil..'' diyorlar her zaman...''ölmezsin''diyorlar...''bu da geçer...'' olaylar hakıl çıkarıyor onları çoğu zaman... milyonda bir de olsa yanılma, ağır ve elim yanılma sessizce belirince...'' milyonda bir için hayatı zehir etmeye değer mi? '' diyorlar..onlar..biz..hepimiz...
elimdeki 700 küsür sayfalık kitabı görüp, yüzüme garip ama garip olmaktan çok garipsin diyerek bakmayıp heyecenlanan bir iki insanla karşılaştım bugune dek....geri kalan insanoğulları kitaptan ürktüğü gibi benden ve kitabı tutan ellerimden de ürktü...anlatamadım...700küsür sayfadan uzun sürmesi gereken bu kitabın bir dost olduğunu... gerçek dostluktan..konuşmaya paylaşmaya değer sözcüklerden kaçan kanlı canlı ayaklı sesli kallavi oğul ve kızlarından insanlığın ..daha dost olduğunu binlerce kelimenin...
içlere yüreklere sığmaz tutunamamak hikayesini (anlatılması en güç hikaye belkide...)Atay''ın özkurmaca tekniği ile deha isteyen romanlaştırma çabası elbette sevilmedi... elbette bu çaba sevilemezdi... elbette tutunamamak mefhumunun insanlığı dünyayı apaçık gözlerle gözlemleme yetisi elbette çıkarlarıyokmuşgibi yaşayan ve çıkarlarını apaçık ortaya koyan ve tutunamamayı düşülen köşede kıpırdamamacasına kalkmamak ve yok olmak olarak addeden dimağlara haddinden fazla fazlaydı...ayakta tutulması gereken bir dünya vardı öyle ya...üretileni tüketmesi gereken ama anlamsızca...ne isteyip ne istemediğinin ayrımına varabilmiş yalanı silmiş insan kendi kendini imha etmeliydi...hiç delilsiz..hiç silahsız...evet en kusursuz cinayet kişiyi kendi elleriyle yoketmek değil miydi öyle ya?
ve hala öyle...ezelden ebede kadar değil lakin ezelden ölüm e dek de öyle olacak... şaşırılacak birşey yok... tutunamayanlar çıkışsız köşelerde ölümü bekleyecek..selim gibi...haklı çıkaracak ölümler onları...birbirlerinin varlığından bi haber gözlerini sıkıca kapamış görmekten bi tap düşmüş hisseden ender gönüllerin yıkılışı haklı çıkaracak diyenleri...''ah bu diyenler...dermansız bırakıyor beni...'' dediği gibi selim''in...
tutunamayanlar;
tutunamamayı idrak edebilmiş...her bir sayfayı heyecanla çevirip hazmederek okuyabilmiş... karamsarlaşmak yerine bizzat şahitliğini yaptığı yaşamın içinde bulduğu dost ile umutlanabilmiş... köşelerde ölümü seçmek yerine köşelerde ölümü seçenlere el uzatabilmiş...dünyayı görüp selim in hazin hikayesine göz yaşı dökebilmiş ... ayağa kalkıp... ne için yaşaması gerektiğinin farkına varıp... yalandan değil gerçekten insan olmanın..insan gibi yaşayıp...huzurla ebede kavuşmanın umuduyla yürüyenlerin romanıdır...
ve öyle kalacaktır...
canım oğuz...canım selim...duyarlılığıyla...
"