Yakın geçmişteki Çanakkale'nin Levanten,İngiliz,Fransız,İtalyan,Yahudi,Rum,Müslüman ve Ermenilerden oluşan kozmopolit yapısı,Cumhuriyet'in ilk yılları,Atatürk'ün Çanakkale'ye gelişi,Atatürk'ün vefatı,Trakya olayları,varlık vergisi,Truva kazıları,Auschwitz,Yunan iç savaşı...listeyi daha da uzatabiliriz.Bu kadar fazla olay,mekan,gerçek olan olmayan bir çok kişi.Oldukça kalabalık bir roman ama bir okadarda başarılı bir şekilde kurgulanmış bir kitap.
Baş kahraman Bedia;küçük yaşta annesini kaybeder bütün mahalleli ,hatta neredeyse bütün Çanakkaleli bu küçük kıza sahip çıkar.Annesinin eksikliğini hissettirmemeye çalışırlar,eğitimi için ellerinden geleni yaparlar.(Özellikle Kosbi ailesi ve bayan Hettie).Kosbilerin küçük oğlu,okumak için İstanbul'a giden Bedia'ya aşık olur,bu aşk karşılıksız değildir ve olaylar birbirini kovalamaya başlar.
Çanakkale okadar başarılı bir şekilde anlatılmışki sanki adım adım geziyorsunuz.(Zaten yazar; bir röportajında,Çanakkale'nin savaşlardan önce oldukça değişik ve hareketli bir yer olduğunu,onbeş tane konsolosluğun bulunduğunu,Levantenler'in yaşadığını,ticaretin yapıldığı bir şehir olduğunu ancak şu anda eskiye göre sönük bir şehir olduğunu,bunuda hak etmediğini,belki bu kitapla bu makus talihinin değişeceğini,onun için bu kadar detaylı yazdığını söylüyor).
Çanakkale iyi bildiğim şehirlerimizden bir tanesidir.Kitabı okurken bayan Hettie'nin evi anlatılırken hep gözümün önüne bir ev geliyordu (bu tür şeyler okuyucuyu kitaba daha da bağlar bilirsiniz)kitabın son sayfalarını okurken doğru evi gözümün önüne getirmiş olduğumu anladım ve bu beni çok heyecanlandırdı.
Ben çok beğenerek okudum,oldukça güzel bir kitağ.Büyük bir heyecanla elinizden bırakamadan okuyabileceginiz bir kitap.