Toplam yorum: 3.076.922
Bu ayki yorum: 3.800

E-Dergi

Ender Artur Tarafından Yapılan Yorumlar

03.12.2005

Kitabın altıncı sayfasında yazarın '' yazılarımda bizim oraları anlattım,gördüğüm ve yaşadığım gibi'' diye başlayan bir yazısı var.Gerçektende yazdığı gibi doğduğu yer Diyarbakır'ı, (yöresel deyişle) Gavur mahallesini anlatarak başlıyor.Sohbet eder gibi,edebiyat yapma korkusu olmadan,sade bir dille.
Ailesini,akrabalarını,komşularını,ilk aşkını,yardımlaşmaları,yöresel yemekleri,kış hazırlıklarını,İstanbul'a göç etmelerini,gelenek ve göreneklerini onbir ayrı küçük öyküde anlatıyor ama bütün bir yazı okuyormuş gibi okuyorsunuz.
Her satırı hoş duygularla okunacak bir kitap ama şu cümle hiç aklımdan çıkmayacak.(Yazar küçük yaşta ailesi ile İstanbul'a göç eder).Malez, pasta tadı vermeye başladı.Halil İbrahim'in tereyağlı pekmezli malezi çikolata soslu kremalı pasta tadı vermeye başladı.(Malez:kavrulmuş un ve bir tas su ile hazırlanıp ,pişirilip üzerine eritilmiş tereyağı ve pekmez dökülerek hazırlanan bir yiyecekmiş).
Bu kitabı lütfen okuyunuz.
03.12.2005

1970 li yıllarda Şile'de yaşayan,kanadı kırık bir martıyı iyileştirmek için sabırla çabalayan küçük bir çocuğun gözüyle görerek yazılmış bir roman.Kaçakçılar,balıkçılar,Şile bezi dokuyanlar,bunları renk renk işleyenler...O dönemin insan-devlet-iktidar ilişkiside anlatılmış.Tabi yine hoş öykülerde var.
Yaşar Kemal'in hayran olduğum o renk tasvirleri bu sefer küçük Salih'in çok istediği kamyonun rengi oluyor,babasının hediye ettiği hömleğin rengi oluyor,ablalarının bluzların üzerine işledikleri çiçekler oluyor,demircinin dükkanındaki alevlerin kıvılcımları oluyor.
Mutlaka okuyunuz.
03.12.2005

Birbirini seven,sağlıklı,ihtiyaçları olabilecek herşeye fazlasıyla sahip olan ama birbirleri ile konuşmayı beceremeyen,devamlı erteleyen bir çift;erkek ünlü bir şarkı sözü ve roman yazarı,kadın ise bir savaş muhabiri.Kadın zaman geçtikçe bir şeylerin yitirildiğinin farkındadır ve evliliğinin daha fazla bozulmasını izlemektense ondan uzakta olmayı tercih eder.Hiç bir ip ucu bırakmadan evinden ayrılır.Olaylar bundan sonra başlar;erkek kendiyle hesaplaşmaya başlar.
Bazı sayfalarda özellikle son bölümde (steplerde geçen olaylar) okuduklarım bana Marlo Morgan'ın Sonsuzluğun mesajı adlı kitabını hatırlattı.
Bence çok çok başarılı bir kitap değil.
Üç ayrı sayfada basım hatası var,cümleler başlamış ama yarım bırakılmış.Umarım daha sonraki baskılarda bu hatalar giderilir (benim elimdeki ilk basım).
03.12.2005

Yirmiüç yıl arayla olan olaylar anlatılıyor;ön planda,bazı bölümlerde bir kaza sonucu oğlunu kaybeden,yaralarını sarmak için doğduğu şehire Eskişehir'e annesinin evine dönen,geçmişiyle hesaplaşan genç bir kadın.Bazı bölümlerde bu kadının onyedi yaşındayken abisi ile İstanbul'a geliş ve bu şehirdeki anıları anlatılıyor.
Arka planda yaşadığı çevreye ,insanlara karşı olan kırgınlıklarından dolayı başka bir ülkeye yerleşen,bir kaç eski hatırası ile yaşamaya çalışan abi ve yıllar sonra ortaya çıkan eski bir sevgili.
Bu kitap yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok beğenerek okudum.Eskişehirli olduğu için şehirle ilgili anlatımlarıda başarılı olmuş.Bekçiden kaçarak akarsuya yüzmek için atlayan çocukların olduğu manzarayı sanki seyrediyor gibi okudum.
Eskişehir çok sevdiğim şehirlerden biri.Beş sene önce üç gün bu şehirde kalmıştım.Beni etkileyen en önemli görüntüde Porsuğun sağında ve solundaki caddelerde sıra sıra kitapçılar olmasına rağmen akşam üstü el arabasında da kitap satıyorlardı (çoğu yerde leblebi,çekirdek satarlar).Eski şehirin olduğu kısım da oldukça görülmeye değer.Bir de tabi tatar böreğini unutmamak lazım.Keşke birazda bunlardan yazsaydı.
Yinede keyifle okunacak bir kitap umarım kısa zamanda tekrar basılır ve okuyamayanlar okuma fırsatı bulur.
03.12.2005

Kitabın ismini ve arka kapaktaki yazıyı okuyunca daha farklı bir roman okuyacağımı zannederek (bir Yahudi ailesi hakkında daha geniş bilgi bulabileceğimi ummuştum;gelenek,görenekleri,bir takım özel yemekleri,özel günleri gibi) başladım.Ne yazıkki aradığımı yeterince bulamadım.Kitabın ismini ''İstanbul'da...'' dedirtecek kadarda İstanbula ilgili konu yok.Sanki önce kitap kurgulanmış fonada bazı bölümlerde iyi araştırma yapmadan İstanbul serpiştirilmiş sırf kitabın ismi oluşsun diye.
Konu kısaca şöyle özetlenebilir;en büyük arzusu okumak olan,ailesi ve çevresi tarafından sevilmeyen hatta lanetli sayılan bir kız çocuğunun fırtınalı hayatı anlatılıyor.Çoğu olay bu kadarıda çok fazla dedirtecek şekilde.Ama azminin sonucunda hedefine varıyor.