Toplam yorum: 3.077.321
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

Ender Artur Tarafından Yapılan Yorumlar

01.11.2005

Büyük şehir hayatından sıkılıp Bodrum'a yerleşen Oral beyin anlattıkları;neden artık büyük şehirde yaşamak istemediği,neden bundan sonra Bodrum?
Neden bundan sonra Bodrum sorusuna birkaç cevap olarak şunları yazabilirim,diğerlerini kitabı okuduğunuz zaman zaten göreceksiniz.O güzelim Gümüşlük güneş batışları,insanların birbirine sevgisi,yardımı,sessizlik içerisinde okunan kitaplar,temiz hava,doğal gıda,korna sesi veya başka rahatsız edici gürültüler duymadan istediğiniz müziği başkalarınıda rahatsız etmeden dinleyebilme,uzun uzun yapılan yürüyüşler ve bu sırada yemeği pişirilebilecek bir takım otların toplanması,ocakta yakmak için denizin getirdiği tahta parçalarının toplanması,her daim taze balık,deneme yanılma yoluyla yaratılan yemekler...(günümüz Bodrum'unda bunların bazıları artık maalesef bulunamıyor).
Yazar aynı zamanda usta bir fotoğraf sanatçısı,hal böyle olunca da anlatılanları bir fotoğraf karesi gibi gözlerinizin önüne getirebiliyorsunuz ya da baktığınız halde göremediğiniz detayları yazarın yardımı ile görüyorsunuz.
Bodrum'un ne halden ne hale geldiğini,el birliği ile nasıl yaşadığımız çevreyi yavaş yavaş yok ettiğimizi okuyorsunuz.Bir çok turistin Bodrum için görüşlerini okuyorsunuz.Bir kaç güzel yemek tarifide var.Helede ölçülerini kaybettiğim elmalı tatlının tarifini okuyunca çok çok sevindim.
Eğer sizde büyük şehirde artık boğulduğunuzu hissediyorsanız,hissediyor ama büyük şehri terkedemiyorsanız ya da hoşça vakit geçirmek yazarın gözüyle bir zamanların Bodrum'unda dolaşmak istiyorsanız bu kitabı okuyunuz.
01.11.2005

Konularını Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızdan alan öykülerden oluşan usta yazarın yine küçükler için hazırlamış olduğu,ama biz büyüklerinde minnetle okuyacağı bir kitap.
İkiyüzyetmişaltı kilo ağırlığındaki top mermisini tek başına topa yerleştirip düşman gemilerinden birinin yara almasını sağlayan,bu göstermiş olduğu yarar karşılığında sadece sorulduğu için çift tayın isteyen,ama bunun diğer silah arkadaşlarına haksızlık olacağını düşündüğü için vazgeçen Koca Seyit (günümüzde ismi Balıkesir'in Havran ilçesinde bir ilkokulda yaşıyor).Balıkesir ilinin Burhaniye ilçesini cami minaresinden çaldığı borazan sayesinde düşman askerlerinin yağmasından kurtaran Borazan Çavuş (anısı Burhaniye'deki Atatürk heykelinin önünde tabanca ve boru figürü ile yaşıyor).İngilizlerin elinde bulunan bir cephaneliğin basılarak cephanelerin kaçırılmasını üstlenen ve başaran,ama Anzavur çeteleri tarafından yakalanan ''Birini vurmakla Kuvvayimilliye yıkılmaz.Yaşasın Türk ulusu '' diyerek hayata gözlerini yuman Edremit eski kaymakamı Hamdi bey.''Ellerini kollarını sallayarakmı girecekler?Olmaz!Olmaz ki...Sonunda ölüm var...Kan var...Bunu anlamalılar!'' diyerek düşmana ilk kurşunu ateşleyen Hasan Tahsin'i ve nice çılgın Türk'ü anlatan öyküler.
Bu kitabı lütfen okuyunuz ve okutunuz.Hem bu yurdu bize verenleri tanıyalım,zaten tanıyor olduklarımızı hatırlayalım,hem de Nesin Vakfındaki kardeşlerimizin yetişmesine katkıda bulunalım.
01.11.2005

Yazarı ilk olarak çok beğenerek okuduğum ''Taş ve Ten'' adlı kitabı ile tanımıştım.Bu kitabınıda oldukça büyük bir beğeni ile okudum.Herkese okuması için tavsiye ediyorum.Verdiği güzel mesajlar var.
Kitabın ana kahramanları dört kardeş (üç erkek-bir kız), onların eşleri ve eşlerin aileleri.Tüm bu kişiler öyle ince ayrıntılarına kadar anlatılmışki sanki uzun zamandan beri bu kişileri tanıyormuş gibi oluyorsunuz ( ya da toplumda bu kişilerin okadar çok benzerlerini görüyoruzki onun için tanıyormuş gibi hissediyoruz belkide).Tüm bu kişilerin ve olayların anlatımı büyük bir ustalıkla sadece bir gün içerisine sığdırılmış.
Roman kahramanlarının sanki ortak bir yazgısı var.Mutsuz evlilik hayatları,mutsuz insanlar,sevgisizlik.
Kitabın 220.sayfasındaki şu paragraf oldukça etkileyici.''Kırılma hemen.Sen anlat hadi.Seni dinlemek hoşuma gidiyor.Doğuştan şanslısın sen.Rüya gibi, masal gibi bir çocukluk.Yetiştiğin ortam,sevgi dolu anne baba,akrabalar,ailenin madi manevi olanakları.Ne mutlu sana.Çocukluğunun üstüne hiç gölge düşmemiş''.
Bu paragraf mutsuz bir çocukluk geçirmiş,yanlız kalmış ,aile sevgisi görememiş beyin eşine yaptığı bir konuşma.
Bence çoğu sorunun kilit noktası sevgi.Birbirimizi sevelim ki daha güzel bir dünyada yaşayalım.
01.11.2005

Kitap tam bir Türkiye resmi.Doğuda; annesi doğum sırasında ölmüş,babası ikinci eşi yeni evlat veremiyor diye kızı yaşındaki üçüncü eşi ile evli bir babanın kızı,dindarlık maskesi altında herkese kötülükte bulunan yeğenine tecavüz eden bir amca.Bu sırada kendi şehirlerinden daha da doğuda bulunan dağlarda askerliğini komando olarak yerine getirmekle uğraşan,kanlı saldırılardan dolayı psikolojik durumu bozulmuş amca oğlu.
Batıda ise;eğitimini dünyanın en ünlü üniversitelerinden birinde bursla tamamlamış,oldukça zengin bir ailenin kızı ile yapmış olduğu evlilikten dolayı mutsuz olan bir memur çocuğu profesör.
Amcası tarafından tecavüz edilmiş bir yeğen,bu işi temizlemek için uğraşan kuzen ve evinde bulamadığı mutluluğu denizlerde arayan bir profesör.Bu üç kişinin bir şekilde bir araya gelmeleri sonlara doğru ise bütün bu yanlışlıklardan bunalan ve medeniyetten kaçan emekli bir büyükelçinin ortaya çıkması.
Aslında anlatılanların hepsi hiç yabancısı olmadığımız her an karşılaştığımız olaylar ama o kadar güzel yazılmışki,zaten bildiğimiz şeyler neden hep aynı konular üzerinde duruluyor demiyorsunuz.
Oldukça da sürükleyici bir kitap.Gerçi 2002 yılında yayınlandı ama ben yeni okudum.Benim gibi okumamış olanlara tavsiye ediyorum.Lutfen okuyunuz.
01.11.2005

Baş kahramanlar;biri doktor biri yazar iki Fransız, biri savaşta (Fransız doktorun yanında ) hemşirelik yapmış dul biri mirasyedi iki Türk hanım.Zaman 1920 sonları ile 1930 lu yılların başı.Mekan İstanbul-Ankara. İki aşk hikayesi ve dönemin İstanbul ve Ankarası anlatılıyor.(Ancak anlatılanlar bir gezi kitabında bulabileceğimiz cinsten daha çok bir turist gözüyle anlatılmış).Her ne kadar kitabın arkasında ''Yeni Başkent'le İstanbul'un sosyo kültürel örgüsü irdeleniyor'' diye yazıyorsa da.Çok başarılı olunamamış,oldukça yavan bir kitap.
Kitabın tabiki kötüsü olmaz,bu da kötü bir kitap değil zaten.Sadece kitabın arkasında yazılan tanıtım yazısı ile içinde okunanlar birbiri ile çok örtüşmüyor.Ben hayal kırıklığı içerisinde okudum.Tavsiye edemiyorum.