Toplam yorum: 3.072.312
Bu ayki yorum: 8.211

E-Dergi

küçük istavrit Tarafından Yapılan Yorumlar

02.07.2008

okuduğum en iyi kahramanlık romanı diyebilirim. kahramının yaptıklarını hayranlıkla okuduğum ve beni o ıssız adanın bir köşesinden robinson'u izlemeye iten, kahramanlık ve macera romanlarına ilgi duyanların başucu kitabı olabilecek nitelikte bir kitap...
02.07.2008

peyami safa'nın okunası kitaplarından biri olan Fatih-Harbiye hatıramda derin izler bırakan bir eser. peyami safanın o insanı sürükleyen anlatımı, insanı bambaşka mekanlara, bambaşka hayatlara sürüklüyor. ruh halimin karman çorman olduğu günlerde okuduğum bu mukaddes eser, hiç çekinmeden şiddetle tavsiye edebileceğim bir kitaptır...
02.07.2008

yaşanan tüm gerçekler Reşat Nuri'yi bir yandan yeni yapıtlar yazmaya yöneltti. Yaprak Dökümü bu yıllarda gün yüzüne çıktı. yaprak Dökümü bir aile dramını ortaya koyar. Romanın baş kahramanı Ali Rıza Bey, Suriye'de, Anadolu'da yirmi beş yıl çalışmış emekli olmuş, aile ekonomisine katkı için yaptığı yan işe son verilmiş, eski bir memurdur. karısı, üç kızı ve bir oğlundan oluşan ailesiyle istanbula gelir, geçim zorlukları içindedir. eski bir öğrencisi Muzaffer Bey, yöneticisi olduğu bir şirkette ona bir iş sağlasa da, Muzaffer'in kendi ahlak anlayışına sığmayan davranışları yüzünden Ali Rıza Bey, işi bırakır. oğlu Şevket'in bir bankaya memur oluşu, aileye yeni bir ümit kapısı açmıştır; fakat Şevket'in bir sekreterle evlenişi, gelinin görümce Leyla ve Necla ile eğlence düşkünlüğü, evde düzenledikleri partiler, eğlenceşer geçim zorluğunu daha da artırır. büyük kız Fikret, kendini kurtarmak için aileye yğk olmamak için bir kaç çocuklu bir adamla evlenip Adapazarı'na gider. böylece Fikret, aile ağacından düşen ilk yaprak olur. Şevket, bankadan zimmetine para geçirir, hapse girer, bu ikinci kopuştur. Ali Rıza Bey, Bağlarbaşı'ndaki evini satar, daha küçük bir ev alır, oraya taşınırlar. Necla da evlenir. zengin diye evlendiği Syriyelinin birkaç eşli olduğu ortaya çıkar, bu üçüncü kopuştur. Leyla'nın iffetini kaybetmesi ve sonunda zengin bir avukatın metresi olması, yani aile ocağından dördüncü evladın da ziyan olması karşısında Ali Rıza Bey, felç geçirir. karısı, Leyla ile oturmaktadır. babasını hastaneden Leyla çıkarır, apartmanına götürür. şimdi Ali Rıza Bey, Leyla'nın yanında içten içe bir utancı ve kendi mutsuz hayatını yaşamaktadır...
02.07.2008

Türk edebiyatının klasikleşen yazarı Yakup Kadri ve Reşat Nuri’nin “Her Türk’ün ezberlemesi gereken bir kitap” dediği Yaban’ı…
02.07.2008

Bir esir kızın hazin öyküsünü anlatan bu kitap, Türk edebiyatının unutulmaz eserlerinden biridir. "köleliğe, insan ticaretine başkaldıran, insan haklarını özgürlüğü savunan dramatik bir aşkın edebiyatımızdaki ilk eseri" şeklinde de adlandırabileceğimiz bu eser gerçekten okunası bir kitaptır.
Samipaşazade Sezai, Sergüzeşt'in önsözüne şöyle başlar: "1305(1888) yılında sergüzeştin yayımlanışını olağanüstü güzel bir biçimde karşılayanlar, o zamandan geleceği aydınlatmaya başlamış gençlerdi. Senin kadar veya senden genç olan, hem o aydın, hem aydınların, daima yürüyen o düşünce yolcularının öncüsü olarak Sergüzeşt, her gün daha çok yayılıyor ve buna karşın sen her gün daha çok gizleniyordun. Kültür dünyasından gördüğün bu anlayışa karşı hiç olmazsa beş on kitabı Sergüzeşt'i takip edecekti. Sergüzeşt bir vaatti. Vaadini niçin tutmadın?"
Edebiyata makale, sohbet yazıları ve oyunlar yazarak adım atan Sezai Bey, asıl ününü tek romanı sergüzeşt ve kısa hikâyelerle sağladı.