Toplam yorum: 3.077.321
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

Uğur DUZLA Tarafından Yapılan Yorumlar

02.08.2009

Grisham'dan yine her zamanki gibi beklenilen kalitede bir roman,Remzi Kitabevi'nden de beklenilen özende çeviri,şeker pastel renk tonları ile beklenilen kalitede kapak tasarımı ve kitabı okuma süresi boyunca mükemmel geçen saatler.Çaylak Grisham'ın en iyi romanlarından biri diyebilirim gerek konusu olsun gereksede karekterleri bakımından veya kovalamaca bakımından harika bir roman,en az Tuzak,Şirket veya Jüri kadar sizi olayın içine alıp sürüklüyor.Sürüklüyor ama öyle şu aralar raflarda duran öyle şaçma sapan kovalamaca,helikopterden helikoptere takla atarken şarjör değiştirme veya motorsiklet ile kaçarken el bırakma gibi komik sahneler olmadan veyada bilmecelerle bulmacalarla gizemlerle şifrelerle uğraşmadan herşeyin John Grisham zekası ile ilerleyen gidişatla sürükleyeciliği olan bir roman.Bu zevki ben şahsen çok az yazarda alabilyorum onlar eski kalemlerden Nelson Demille,Michael Connelly,Michael Crcihton ve Robin Cook iken yeni kalemleden de Dennis Lehanne,Greg Iles ve David Baldacci'dir.Ama ne yazıkki bu saydığım yazarlar hatta saymadığım Ludlum,Puzo,Archer,Follet veya Forsyth gibi ustalar artık yazarlık kariyerlerinin sonlarına her geçen gün yaklaşıyorlarken gün gelecekte bu yazarların artık romanları çıkmayacak diye gerçektende çok korkuyorum düşüncenize bi artık Koontz veya King romanları çıkmayacak ne olur acaba bide Metal Fırtına 58'ide okumayacağımıza göre bilemiyorum artık hem o seri yüzündende kesilen ağaçlara yazık valla.Kitap olarak son diyeceklerim tüm Grisham romanları gibi mükemmel kalitede bir roman tüm diğer romanları beklentilerinizin üstünde olacağı kesin hele birde yeni çıkan bir romanı kitapyurdu kalitesi ile %25 indirim gibi bir imkanla alma şansınızda var
29.07.2009

Türkçe kaynak bulamadığımız network dalında özelliklede Active Directory'de en az Microsoft Yayınları kadar hatta biraz daha sade olmak üzere bilgiler veriyor olması gerçektende çok güzel.Nedir bu Active Directory ne işe yarar GPO ile nasıl ilişkileri vardır child,domain veya forest nelerdir hepsini bu 70-294 sınavlarına hazırlık kitabıyla biraz daha iyi anlıyoruz eğerki zaten Active Directory'e birazcık hakimseniz zaten bu kitap size biraz daha bilgi pekiştirmenize yardımcı olacaktır,tavsiye ederim.
27.07.2009

Kar Kurdu'ndan sonra hiç o kalitede bir casus romanı ve Frederick Forsyth İkon'dan sonra Rusya'yı onun kadar ayrıntılı anlatan roman okumadınızmı buyrun size en az bu iki kitap kadar güzel hatta daha güzel diyebileceğim mükemmel bir Ludlum romanı.İlk sayfasından son sayfasına kadar o saçma sapan kovalamaca sahneleri olmadan sadece zeka ve akılla ilerleyen casusluk romanıdır hatta finalindeki duygusalıklada insanı bayağı bir duygulandırırda diyebilirim.Roamnı okurken şunlara dikkat ettimde romanın konusunun başlamısından Rusya'ya gidemeden keşfedilmelerinde Rusya'ya giriş şekillerinden tutunda ülkenin içinde olanlara kadar Kar Kurdu ile benzerlikler taşıyan tabikide Ludlum'un tüm özelliklerinide barındıran Ludlum'un en iyi kitaplarından birisidir.Hatta Ludlum'un bir başka romanı olan İkarus Planı bile bu romana uygun bir isim olabilirdi.
Benim anlamadığım bir tek konu varki başta Robert Ludlum ve sonrasında Jack Higgins romanlarının isimleri neden bir isim tamlaması şeklindedir,mesela ihaneti,talimatı,uçuşu,yankısı,planı,darbesi,hilesi,sofrası veya gözü şeklindedir garip gerçektende.Roman için son diyeceklerim pişman olmayacaksınız bir nefeste tabir edilen şekilde bitireceksiniz.
07.07.2009

Herhalde bir katedral inşaatı ile ilgili bir öykünün yanına bu kadar çok çarpıcı olayları dağıtmadan 700 küsür sayfalık dev bir roman yapabilecek tek yazar herhalde Ken Follett'tır.Follett'ın İğne Gözü adlı romanından sonra en önemli en büyük romanıdır hem sayfa sayısı olarak hemde kurgu olarak,yanılmıyorsamda bu romanın devamı olarak yeni bir roman yazdı Ken Follett.Follett'ta çoğu yazar gibi romanlarını farklı 2 dönem içinde yazmıştır.Yazar ilk dönemi casusluk romanları ikinci dönemi ise 1200'ler ile 1600'lerin İngiltere'sinde geçen veya da günümüzde aile içi gerilimleri aşkı ve dramayı anlatan romanları vardır gayette iki döneminde başarılıdır.Bir Katedralin Öyküsü ise uygarlık denilen İngiltere'nin kontları,piskoposları ile ne kadar uygar olduğunu bize gösterip dramayıda yaşıyoruz. tavsiye ederim.
01.07.2009

Sanırım yanılmıyorsam Lustbader'in bu kitabın sonrasında Bourne serisi olarak 2 farklı romanı daha var herhalde yazar o 2 kitaplarında da ne yaptığının ve ne yazdığının farkında değildir daha doğrusu nasıl bir işle uğraştığının ne kadar önemli bir seriye devam ettiğinin farkında değildir.Her ne kadar Robert Ludlum'un en yakın arkadaşı olunsada hatta Ludlum'un vasiyeti üzerine bu seriye devam edilsede bence edilmemesi gerektiğini bilmesi lazım diye düşünüyorum,Lustbader zaten sonuçta bir kaç tane samuray romanı yazmış tam olarak tarzını anlamadığım sallarsın kalemi gerisi imza gibi gelir şeklinde bir yazar diye düşünmekteyim.Bana göre seriye o kadar basit şekilde devam etmişki hatta bazı yerlerde Mark Winegardner 'in "Baba" serisine devam ettiği romanları bile daha iyi geldi düşünün artık.Bourne Mirası'ndan edindiğim kötü izlenimden sonra fikir sahibi olabilmek için tabiki de Bourne saygısından okuduğum romandı,romanın içinde Türkiye'yede geliniyor ama başka romanlarda başka dillere laf atılınca bana normal gelen sözler bu romanda kendi dilimize söylenince beni bayağı bir sinirlendirdi mesela Türkçe'mize domuz hırıltısı tarzında söylemler olması.Okumayınca ne Bourne'den birşeyler kaybedebileceğimiz nede casusluk romanları dalında eksikler olabileceği kalitede bir roman.Lustbader lütfen rahat bırak da Bourne'u bari, bu yaşından sonra ailesi ve çocukları ile mutlu yaşayabilsin.