E-Dergi

Dostoyevski romanlarındaki kendiyle çelişen, mantığı ve kalbi arasında sıkışan ve ne yapacağını bilemeyen karakterin özü bu kitapta gizli.

Martin Eden kitabındaki ruh halinin aynısını taşıyan bir uzun hikaye. Eden kitabıyla bu kitabı okumam arasında birkaç hafta fark var. Zaman geçtikçe iki kitap hafızamda içiçe geçti. Eğer Eden kitabını beğendiyseniz bunu da mutlaka beğenirsiniz. Yine bunu beğendiyseniz Eden kitabını da beğenirsiniz.

Nietzsche'nin bağımsız bir kitabı olduğunu düşünerek almayın çünkü çeşitli kitaplarından seçme alıntılardan oluşan bir eser. Eğer Nietzsche okumaya başlayacaksanız, ilginizi artırması yönünden uygun bir eser zira Nietzsche okumaya, en bilinen kitabı "Zerdüşt Böyle Diyordu" ile başlarsanız, kitabı bitiremeden yarı bırakmanız çok olası.

Önsözünden anladığıma göre kitabın büyük kısmı daha önce bir gazete tefrika edilmiş daha sonra kitap olarak basılmış 80ler sonunda.100.yılımız dolayısıyla aradaki 20 yıllık dönemde kapsanarak kitap yeni baştan yazılmış.Ancak tarih,skor gibi adi hataların yanısıra ciddi hatalar da bulunuyor.Küçük bir araştırmayla ulaşılabilecek bir bilgi bile yanlış şekilde karşımıza çıkıyor.Bu yönden baştansavma olduğunu söyleyebiliriz.Kitabı okurken anladım ki "Kuruluştan Kurtuluşa Fenerbahçe" "Bahçedeki Fener" "Bir Tutkunun Tarihi:Fenerbahçe" gibi belgesellerin çıkış noktası bu kitap.Umarım futbola da ilgisi olan Beşiktaşlı bir yazar değilde Fenerbahçeli bir tarihçi tarafından özenli bir kitap yazılır.

Yazar bir yandan kendi öyküsünü anlatırken bir yandan da annesinin öyküsünü anlatıyor.Babası tarafından tacize uğramış, aile şefkati görmemiş,siyah kocasının kaybından sonra çocukları için çok çetin bir yaşam mücadelesi vermiş.Bir yandan ırkçı saldırıları cevaplarken bir yandan da fakirlik içinde bütün çocuklarını okutmaya çalışan beyaz bir kadının öyküsü yazarın kendi öyküsünden çok daha etkileyici.Sonuç olarak bütün çocuklarının eğitimini tamamlayıp iyi bir yere gelmelerini sağlamış, gururlu bir büyükanne olarak yaşamına devam etmiştir.