E-Dergi

80 dönemi playlara bir sanatçının gözünden bakış. verdiği bir demeç yüzünden tutuklanıp hapse atılan Tarık Akan orada gördüklerini çektiklerini ve tanıdıklarını yazıyor. en etkileyici sahne Yol filminde Atın öldürülmesi sahnesi bence.
Tarık Akanın yazarlık gibi bir iddaası olmadığı için anlatımının zayıflığı ve tekrarların fazlalığı göz ardı edilebilir. O yılları anlayabilmek açısından çok önemli bir kitap yine de.
bir de yazı puntosu çok büyük. ama okuma rahatlığı veriyor bu. Bir çırpıda okuyacağınız bir kitap.

gülen tarikatının iç yüzü. yazar bu tarikatin içinde 35 yıl kalmış, Gülen in sağ kolu olmuş bir adam anlatıyor. Hiç bilmediğiniz inanılmaz gerçekler. Gülen ve tarikatinin iç yüzünü asıl amacını, yaptıkları takiyeleri, devleti ele geçirme planlarını, finans kaynaklarını, arkasındaki güçleri, devlet içinde ve devlet içindeki yapılanmalarını hayretle okuyacaksınız. Türkiye gerçeklerini gözler önüne seriyor. mutlaka okuyun.

bu kitabı okuyunca büyüyeceksiniz. Dünyaya bakarken ve çocuk yetiştirirken yaptığınız bir çok hatayı fark edeceksiniz. her anne baba ve yetişkinin özellikle de eğitimcilerin okuması gereken bir kiap. ayrıca dilide hiç sıkıcı değil. konu hikayesel bir tarzda verilmiş. çok seveceksiniz. Biraz da utanacaksınız.

ümit yaşar şiir severler için mutlaka okunması gereken bir şair. İstanbul üzerine yazdıklarını özellikle beğeniyorum. yayın evinin hazırlamış olduğu bu set çok güzel olmuş bence. şiir dünyasına güzel bir armağan.

roman tadında bir pisikoloji ve gelişim kitabı diyebilirim. dili çok sade ayrıca. tam doğan Cüceloğlu Üslubu çok beğendim. Sıkıcı gibi görünmesi aldatıcı olabilir ama elinize alınca bırakamıyacaksınız. Keşke daha önce okusaydım ve ya iyiki okudum diyeceğiniz bir kitap.her şeyin hızla değişmekte olduğu bir dünyada bireyin kendisi olarak kalabilme olgusundan yani savaşçı özelliğinden söz ediyor. Kitabın kurgusu, meslek hayatına yeni atılan bir sınıf öğretmeni olan Arif Bey'le yazarın kendisi arasında geçen söyleşilere dayanıyor.her şeyin hızla değişmekte olduğu bir dünyada bireyin kendisi olarak kalabilme olgusundan yani savaşçı özelliğinden söz ediyor. Kitabın kurgusu, meslek hayatına yeni atılan bir sınıf öğretmeni olan Arif Bey'le yazarın kendisi arasında geçen söyleşilere dayanıyor.