E-Dergi

Çok güzel bir bilim kurgu romanıdır Fahrenheit 451. Roman kitap okumanın yasak ve itfaiyecilerin yangınları söndürmek için değil de kitapları (dolayısıyla binaları) yakmak için kullanıldığı bir zamanda geçmektedir.
Hikayemizin baş kahramanı olan Guy Montag bir itfaiyecidir. Görevi kitapları yakmak olan Montag zamanla kitapları ilgi duymaya başlar. Gizliden gizliye kitap biriktirmeye başlamış olan kahramanımız başına büyük bir bela almıştır. Bunun neticesinde itfaiye yüzbaşısı Montag'ın evini kendi elleriyle yakmasını emreder ve sonrasında hapse gireceğini söyler ve alev makinesini aldığı an itfaiye yüzbaşısı yerde çığlıklar atarak debelenir. Sonrasında Montag kaçar lakin peşinde mekanik tazı vardır.
Mekanik tazı hedefini asla ıskalamayan , her ne olursa olsun hedefi yakalayıp imha eden ölümcül bir canavardır. Montag derhal şehirden uzaklaşmaya çalışır ki haber kanallarında kendisinin arandığı haberini öğrenir arkadaşından. Şehirden tam çıkış yapacaktır ki...

Ulak serisinin ikinci kitabıdır bu kitap. Bu seride korku, macera ve heyecanı bir arada bulabilirsiniz. Bence gençler için (ortaokul seviyesi) biçilmiş kaftandır. Akıcılığından hiç şüphe etmeyin gayet akıcıdır. Bu serinin beş kitabını da almanızı şiddetle tavsiye ederim.

Herkese iyi okumalar. :)

Aytmatov'a ilk olarak bu eserle başladım. Lakin ben roman okumayı daha çok sevdiğim için bu kitabı bitirmekte biraz zorlanmıştım(Ben için hikaye okumak sıra dışı bir şeydi.).Neyse ki sonradan Gün Olur Asra Bedel'i okuyup Aytmatov'u çok sevdim. Eğerki hikaye okumayı seviyorsunuz kesinlikle okuyabilirsiniz, tavsiye ederim.

Sabahattin Ali Türk edebiyatındaki yeri cidden çok önemlidir. Kürk Mantolu Madonna da en güzel ve en önemli kitaplarından biridir.
Kürk Mantolu Madonna'nın Madonna'sı Hz. Meryem (Meryem Ana) Manto ise kadınların giydiği mont (palto) diyebiliriz.
Kitap genç birinin bankada ki işini kaybedip arkadaşının çalıştığı şirkette işe girmesiyle olaylar başlar. Genç, burada Raif Efendiyle tanışacaktır ve zaman içerisinde az çok samimi olacaklardır. Bir gün Raif Efendi her zamanki gibi hastalanmıştır ve genç onun yanına gider. Raif Efendi kendi günlüğünü yakmasını ister ama genç yakmaz ve okumak için izin alır, okuduktan sonra kendi ellerimle yakacağım der. Zaten kitap aslen burada başlamaktadır. Burada Raif Efendi'nin Almanya'da geçirdiği zamanlar anlatılmaktadır.
Herkes bu kitabı okuyabilir ama kendileri dil olarak birazcık ağır ve akıcı olmayan bir kitaptır. Hatta ben için akıcılık bayağı azdı lakin azar azar okuyarak bitirmek mümkündür. Herkese tekrardan önerir iyi okumalar dilerim. :)

Gayet güzel bir kitap olan Şeker Portakalını sevmeyecek yoktur. Kitap Zeze adlı küçük bir çocuğun yaşamını anlatmaktadır. Zeze'nin Portekizlisi ile olan diyaloglarını hep sevmişimdir. 7'den 77'ye herkese öneririm.

Herkese iyi okumalar. :)