Toplam yorum: 3.075.325
Bu ayki yorum: 2.200

E-Dergi

hlycln Tarafından Yapılan Yorumlar

15.02.2019

Sahneye çıkmadan sahnedekinin hayatını didikliyoruz okuyucu olarak. Bu espriyi beğenmedin mi? Öyleyse yapacak bir şey yok. Biraz hayat hikayesine ne dersin? Ama şöyle ilham verici olanından değil bariz acılı olanından. Toplama kampından geçeninden, ezilen biri olmaktan..
.
David Grossman, okuyucuyu öyle bir kurgunun ortasına bırakıyor ki. Aslında biliyorsunuz pek bir hareket olmayacağını bu hikayede. Ama karakterimiz fazlasıyla çekici çünkü adımını attığı sahnede kendiniz olamazsınız, Bunu biliyorsunuz.
.
Filistin doğumlu bir annenin ve Polonya göçmeni bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen yazar David Grossman, basit ama sarsıcı bir eser ortaya çıkarmış.
.
Çeviride Aylin Ülçer yer almakta.Ki zorlu bir metin olduğunu düşünüyorum. Fıkraların, tarihi göndermelerin olduğu.. Dipnotlar yeterli ve karakterin konuşmalarındaki bağ hiç kopmuyor bu çeviride. Sade ancak hikayeye oldukça uygun kapak tasarımı ise Nazlım Dumlu’ya ait.
15.02.2019

Alphonse Daudet’nin ‘altın beyinli adam’ hikayesini bilir misiniz?(Tabii Daudet, Balzac sonrası edebiyata dahil olmuş bir kalem..)Orada zenginlik sunan bir şeyin sınırsız olmayacağını anlatıyordu yazar, elbet sonu vardı hem de bu son, bencilliğin ve doyumsuzluğun karşılığı olarak acı bir şekilde oluyordu. İşte Tılsımlı Deri’de de bahşedilmiş bir kaynak var. Ancak kahramanımız Raphael bunu nasıl değerlendirecek?
.
Tılsımlı Deri, Balzac’ın İnsanlık Komedyası altında topladığı eserlerinin ‘Felsefi İncelemeler’ başlığının ilk eseri.Baştan sona bana Rus klasiklerinin çarpıcılığını anımsatırken; en sevdiğim noktası ise şaşırtıcı sonu oldu.
.
Tılsımlı Deri üzerinden (ki bu deri öyle kudretli ki sahibinin dilediği her şeyi yerine getiriyor) insanların korkularını,arzularını ve pişmanlıklarını ustalıkla anlatıyor Balzac.. Ve ‘felsefi incelemeler’ başlığının da altını çizerek~
15.02.2019

Carys Davies, on yedi öykü anlatıyor Kuytu’da. İlk hikayeden son hikayeye dek ise tahmin edilemez sonlar ile örüyor cümleleri. Tek sayfalık öykü de dahil buna..
.
Frank O’Connor öykü ödülünü de kazanan bu eser,huzursuzluk yaratan ama onlarla yaşamaya alıştığınız fay hatları ile dolu. Karakterlerin gizli tutkuları, yaşanmış ve yaşanacak olanların beraberinde getirdiği iniş çıkışlar..Nasıl başlayıp bitirdiğinizi anlamıyorsunuz. Ters köşeler, büyük acılar ve bir o kadar da büyük umutlar görüyorsunuz.
15.02.2019

Çocuk yaşlardan itibaren reklamlarda oynatılan Jini’nin hikayesi olarak görülse de Manken, aslında çok daha fazlası. Annesinin sinmişliği, erkek ve kız kardeşlerinin çıkar savaşı, kendini ikinci anne yerine koyan kadının aslında bir kukla oynatıcısına dönüşmesi.. Mavi kapılı evin ardında yaşanan çok şey var. Ancak Jini artık konuşmuyor, o dans etmeyi seçti..
.
Choe Yun, karakterleri isimsiz bırakıyor ama onun yerine hepsinin bir lakabı var. Hem de denizden gelen lakaplar bunlar. Deniz kulağı, denizyıldızı, akrepbalığı, deniz yosunu, köpekbalığı.. Yazarın bu tercihi ise derinlik katıyor esere. Esere, Jini’yi gördükten sonra hayatı değişen adamın da eklenmesi ise daha da meraklandırıyor okuyucuyu.. Peki Jini ile o adam buluşacak mı sahiden?
.
Çeviride (İngilizce edisyonundan) Burcu Uluçay yer almakta ki çok akıcıydı. Korece ve İngilizce versiyonlarının yanında parlayan kapak tasarımında ise Cüneyt Çomoğlu’nu görüyoruz.
15.02.2019

Yalnızca Küba’dan değil hayatından sürgün edilmiş yazar Figueras’ın hikayesi. Kendisi içi boş bir poşet gibi rüzgarda savruluyor ancak bu rüzgar adına bakımevi dedikleri yerin pencerelerinden içeri sızmıyor.
.
Otobiyografik bir eser ‘Felaketzedeler Evi’. Guillermo Rosales, entelektüel bir şiddet duyuyor içinde.Küba’nın ve Küba hariç her toprağın baskıladığı şiddet bu. 47 yaşına kadar üreten ama bir yandan ürettiklerini yakan, 47 yaşına kadar aklının ipinde cambazlık yapan, 47 yaşına kadar komünistliği-deliliği-kültürü tadan Rosales, işte o 47 yaşında ölmeye karar veriyor. Yazıldığında ‘piyasası olmayacağı söylenen’ eser şimdilerde kült kitaplardan sayılıyor. Kendisi bu duruma büyük ihtimalle gülerdi. En azından Figueras gülerdi,buna eminim.
.
İspanyolca aslından çeviride Gökhan Aksan yer almakta. Kapak tasarımı ise David Drummond çalışması. Kitabın sonuna eklenen Ivette Leyva Martinez’in incelemesi ise hem yazarı hem eseri kavramada rehber niteliğinde~