Toplam yorum: 3.074.925
Bu ayki yorum: 1.800

E-Dergi

AzerRail Tarafından Yapılan Yorumlar

29.06.2019

Dede Korkut'un bu yeni elyazmasını ilk kez okuyucuyla buluşturan yazara ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
26.01.2019

Çağdaş bir gezit (seyahatname) örneği olarak "Gökbörü'nün İzinde" adlı çalışmasıyla Ahmet Taşağıl bilgemiz, özellikle yazıtlara ilgi duyanlara çok iyi gelecektir. Bilgenin, yazıtlarla geçirdiği günlerini anlattığı betikte, bolca görsel de kullanılmış. Anılarını anlatırken, bir yanda da coğrafi bilgiler vermekte, o bölgede yaşayan Türk topluluklarının uygarlıklarına da değinmektedir. İlgimi çeken bir konu da, Servet Somuncuoğlu'na (tini şad olsun) karşı duyulan özlemdir. Bilgemize konuk olduğumuzda birçok yerde bedizini görmüştük, betikte de bunun neden kaynaklandığını öğrenmiş olduk.

Dipçe: Görseller renkli olsaymış çok daha güzel olabilir imiş. Umarım ikinci baskısı renkli olur.
26.01.2019

İlk ozanımızı ilk kez bu denli geniş çapta (372 bet/sayfa) ele alarak onu kamuoyuna sunan, onun bir savaşçı tine iye olup kopuz çalmasına vurgu yapan yazarımızı kutlar, Türk yazınına uğurlar getirmesini dilerim.
26.01.2019

Çökkünlüğün, yaşamdan beklentisizliğin, boşunalık duygusunun kendini yinelemeden anlatıldığı Umut Yaşamın Öbür Adı'nı bitirdim. Gürkan ile Aysu'nun onulmaz düzeydeki düşünceleri çoğu kez gerçeklik payı ile değerlendirebilecek olsa da şu sözü usa getirir: "Bir amaca adanmayan tin, yolunu yitirir." - Montaigne. Böylece anlatıda adı geçen Gürkan, niçin bir amacımız olması gerektiğini, eksikliğinde neler yaşanabileceğini gözler önüne sermekte. Sonunu hiç beklemediğim gibi bitiren yazar Çağlayan, bunu uzmanca bir dil ile anlatmış, kendisini kutlarım. Neredeyse tümü Türkçe kökenli sözcüklerden oluşan yazıda akıcılık çok yerinde. Sözlem kurgusu ise çeviri romanlardan ayrı olarak yerel bir tat, ulusal bir kimlik taşıyor.
26.01.2019

Yazar adının yad olmasına bakmayın, yerli biri. Kendisini bu konuda yereceğim, ancak öncesinde yapıtı için birkaç övgüm olacak. Son yıllarda yaşamın, demeli içinde bulunduğumuz öyün gerçek olmadığına özgü yapıtlar öne çıkmış durumda. Gerek basılı, gerek de izlemeli olan bu yapıtlar, binlerce yıldır kişioğlunun usunu bulandıran "öteki evreni" konu edinmiş. Holivut yapımı bu konuda onlarca izlence bulunmakta; en ünlüsü de Matrix. Kopya Hayatlar adıyla karşımıza çıkan bu yapıt ise olayı özgün biçimde değerlendirmiş, öteki evrene, yaşamın gerçek olmadığına başka bir açıyla bakmış. Okurken, bir yerlerden özenti var mıdır, diye kaygı duysam da özgün bir çalışma çıkardığı için yazar Morpheus'u kutlarım. Gel gelelim içeriğe... Olay Istanbul'da ya da Ankara'da geçebilir, MİT bu işi üstlenebilir idi. Julia yerine Ece, Richard yerine Hakan olabilirdi. Böylesi bilimkurguyu yerel değerler ile güçlü kılabilir, dahası Türk yazınını (demeli edebiyatını) bu konuda ilerletir, katkı sağlardı.